HER türlü komplo teorisi, "özenle" dizi senaryosuna dönüştürülüyor. İçlerinde gerçeğe yakın hikayeler de var, "üfürükten" olanlar da... Oysa gözümüzün önündeki hikayeyi bize elin Reuters haber ajansı gösterdi. Geçen hafta Reuters'in tüm dünyaya geçtiği haberde, iki kardeşin Kuzey Irak dağlarında nasıl çarpıştığı anlatılıyordu. Ürük kardeşlerden biri, Türk ordusunda askere alınmıştı. Diğer kardeşi ise dağa çıkmış, PKK'nın aklını aldığı gençlerden biri olmuş, askere kurşun sıkıyordu. Şırnak Cizre'de yaşayan Ürük Ailesi'nin büyük oğlu Abdülrahim 1992 yılında evden kaçıp, dağa çıkmıştı. Küçük oğul Kamuran ise bir yıl sonra askere alınmıştı. Muhtemelen, dağda birbirlerine kurşun sıkmışlardı. Kamuran Ürük'ün haberden sonra Vatan gazetesine verdiği röportajdaki sözleri de ilginçti: "Bizim buralarda aileler kalabalıktır. Akrabalarımız, tanıdıklarımız dağa çıkmıştır. Buralarda herkesin ya akrabası ya da köylüsü dağdadır ya da kendisinden haber alınamıyordur. Maalesef buralarda durum böyle. Ama benim kardeşim dağa çıktı diye ben de dağa çıkamam ki! Ağabeyim dağda ama ablam Berivan şehit polis eşi. Benim tek isteğim bu ülkede huzur içinde yaşamak..." Üç kardeş düşünün: Biri terör örgütünün saflarında, diğeri Türk Silahlı Kuvvetleri'nde... Üçüncü kardeş; polis eşini, hain kurşunuyla toprağa vermiş... Var mı bundan daha "gerçek", bundan daha "çarpıcı" ve "dramatik" olanını yazabilecek bir senarist?