Haftasonunu Akademi Türkiye yarışmasının İstanbul seçmelerinde geçirdim. Onlarca aday izledim. İçlerinde son derece yetenekli olanlar da vardı, medeni cesaretleri "kendini bilmezlik ve cüretkarlık" sınırlarına dayananlar da... Bu arada çokça Barış Akarsu "taklidi" türediğini gördüm. Kendini Barış Akarsu'ya "benzeterek" gelenler, bunun bir "dezavantaj" olduğunu hesaplayamamışlardı ne yazık ki... Ama şu kadarını söyleyeyim, Akademi Türkiye, şanına yakışır adaylarla izleyicinin karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Bu arada adaylara "Neden Akademi Türkiye'ye katıldınız?" diye sorduğumuzda neredeyse hepsi "Kalitesinden ve ciddiyetinden enim olduğumuz için" yanıtını verdiler. Demek ki bu ülkede sadece reytinge koşmayan işler de halkın hafızasında yer edebiliyormuş. Dikkatimi çeken en önemli nokta ise rock müziğin giderek pop müziğin tahtına kuruluyor olması. Başvuruda bulunan gençlerin neredeyse yüzde 75'i rock müziği seven, bu türü benimseyen ve icra eden kişilerdi. Kendilerini en iyi şekilde ifade edebilecekleri adres olarak da Akademi Türkiye'yi seçmişlerdi. Türkiye'de müthiş bir rock müzik patlaması yaşanıyor. Şov dünyasına para ve emek harcayanların bu yeni gerçeğe göre strateji geliştirmesinde fayda var.