Haberi duyunca, kulaklarıma inanamadım. "Devlet Tiyatroları'nın kadrolu sanatçıları, 25 Mart'tan itibaren televizyon dizilerinde oynayamayacaklar!.." TOBAV (Devlet Tiyatrosu Opera ve Balesi Çalışanları Yardımlaşma Vakfı), IŞIKDER (Tiyatro Işık Uzmanları Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği) ve Kültür- Sen'in (Kültür ve Sanat Emekçileri Sendikası) açtığı dava sonucu Danıştay tarafından yürürlüğü durdurulan Devlet Tiyatroları Yönergesi 25 Mart'tan itibaren kalkıyor. Yönergenin kalkmasıyla birlikte televizyonlardaki dizilerde oynayan tiyatro sanatçıları bundan sonra dizilerde oynayamayacaklar. Çünkü bu isimler daha önce DT Genel Müdürü'nün özel izniyle dizilerde oynayabiliyordu. Yönergenin kaldırılması ile bu "izin" de otomatikman ortadan kalkacak. Bu durumda halen yerli dizilerde rol alan 400'e yakın Devlet Tiyatroları oyuncusu için "ekranın perdesi" bir daha açılmamak üzere inecek!.. Ben hayatımda bundan daha saçma bir uygulama görmedim. Neymiş efendim, Devlet Tiyatrosu sanatçısı başka bir işte çalışamazmış. Yahu bu insanlar uyuşturucu kaçakçılığı yapmıyorlar ki, ekranda "oyunculuk sanatı" icra ediyorlar. Bu ülkede öğretmenler, semt pazarlarında gizli gizli limon satmak zorunda bırakılmışken, devletin uğraştığı meseleye bakar mısınız?.. Beni asıl şaşırtan; bu kararın alınmasında, asli görevleri sanatçı haklarını korumak olan bazı sivil toplum kuruluşlarının Danıştay'a yaptığı itirazın etkili olması. Efendiler, siz bilmez misiniz ki, sanatçı önce maaşla değil, "alkışla" beslenir. Devlet Tiyatroları'nda 4 yılda bir sahne alacaksın, boş koltuklara bakıp bakıp tirad attıracaksın. Kimse adını anmayacak, halkın için yaptığın sanat, halk ile buluşmayacak. Neymiş efendim? Devlet Tiyatroları sanatçısı başka iş yapamazmış!.. Yahu bu ülkenin vatandaşları 40 yıllık Devlet Tiyatroları sanatçılarının isimlerini yerli diziler sayesinde duymadı mı? O hep eleştirdiğimiz Kurtlar Vadisi'ndeki "konsey üyeleri", ne acıdır ki o dizi sayesinde insanlarımızım gözünde, kulağında yer etmedi mi? Pek çok televizyon izleyicisi, hafızalarında yer eden o isimlerin hatırına belki de hayatlarında ilk kez tiyatro gişesinden bilet alıp, oyun izlemedi mi? Melek Baykal'ı, Savaş Dinçel'i, Zafer Ergin'i, Güven Hokna'yı, Ayten Gökçer'i, Burak Sergen'i, Erkan Petekkaya'yı ekrandan çekip, almakla Devlet Tiyatroları'nın ihya olacağını sananlar fena halde yanılıyor. Bu çağdışı karar; hem tiyatro sanatına zarar verir hem de kaliteli oyuncu sıkıntısı çeken televizyon sektörüne... Umarım kısa zamanda bu yanlıştan dönülür. Yoksa bu "oyun", Devlet Tiyatroları'nda bugüne kadar sahnelenen en "gülünç" oyun olarak tarihe geçer!..