Fenerbahçe - Eintrach Frankfurt maçı adeta bir yerli dizi tadındaydı. Ünlü senarist Mahinur Ergun'a "Bir futbol maçından, dramatik örgülü dizi film senaryosu çıkarın" diye sipariş verseniz, bu kadarına onun hayal gücü bile yetmezdi. Önce bir felaket, kâbus, umutsuzluk. Sonra şahlanış, azim, mücadele... Ve "Her şey bitti" denilen anda mutlu son... Bu arada başrolde şaşkın bir hakem var. Üst üste iki sarı kart gören futbolcuyu sahada tutuyor. Ama bizim Semih, mahkeme sahnesindeki Ekrem Bora gibi son anda "Durun her şeyi açıklayacağım" diyerek hakeme itirafta bulunuyor ve kendini attırıyor.. "Dizinin" reytingi tavanda... Tek fark; fonda Kıraç şarkıları yerine muhteşem Fenerbahçe seyircisinin marşları... Dizinin komedi unsurlarını tamamlayan ise her zaman olduğu gibi spikerimiz İlker Yasin... Daha dakika bir, gol bir: Yasin, tribünlerdeki müthiş tezahüratı betimlemeye çalışırken, "Fenerbahçe taraftarının kulaklara ürküntü veren görüntüsü" diyor ki, Nobel'li yazarımız Orhan Pamuk'un Kara Kitap'ında bile böylesi yok... Ardından felsefe: "Yaparken heyecan duyulmayan işler başarılamaz diyor Newton!.." Ama o aralar yerçekimi hep aleyhimize... Elma gibi toplar yere değil, filelerimize düşüp duruyor. Bir pozisyonda İlker Yasin acele edip, "Top, rakibin başına çarpıp dışarı çıktı. Açık bir korner" diyor. Ağır çekimde pozisyonun kornerle alakası olmadığını görünce, geri vitese takıyor: "Evet, top başını sıyırıyor veya sıyırmıyor. Hakemin kararı aut!.." Bir ara olaylı İsviçre maçını hatırlatıp, Frankfurt'un İsviçreli futbolcusu hakkında bilgi veriyor: "Mehmet Özdilek'e tekmeyi savuran futbolcuydu o..." Benim bildiğim, çelmeyi bizim Şifo Mehmet takmıştı ama neyse... Fenerbahçe'nin ilk golünde İlker Yasin futbol terminolojisine yeni bir deyim kazandırıyor: "Hem penaltı, hem gol!.." Futbolu bilmeyen seyirciler heyecanlanıyor: "Hah, hem golümüz sayılacak, hem de üstüne bir de penaltı atacağız demek ki! Basket- faul gibi bir şey yani!.." Yasin maç bitiminde de "Fenerbahçe bugüne kadar Alman takımlarına karşı hiç kazanamamıştı" deyip, tüyü dikiyor. Maçın 2-2 bittiğini unutarak... İlker Yasin elenirken, o akşam Fenerbahçe ile birlikte tur atlayan iki takım daha vardı. Birincisi; Semih'in vuruş anını yarım sayfa verip, üzerine de "Tabutta rövaşata" gibi buram buram yaratıcılık kokan bir manşet atarak, tüm rakiplerini geride bırakan Sabah Spor Servisi, diğeri de Oyakbank... Maç bitiminde bankanın reklamında kullanılan cingıl, Fenerbahçe'nin enfes golleri eşliğinde verilirken, güfte, geceyi özetliyordu: "İmkânsız diyenler her zaman yanılır. Sonunda iyiler mutlaka kazanır!."