ÇARŞAMBA günü gazetedeki telefonum çaldı. Arayan bir genç kızdı. Sesi ağlamaklıydı. "Size bir olayı ihbar edeceğim" dedi. "Hayrola? Buyurun, ne olayı?" dedim. "Şu anda karşı apartmanda bir adam intihar etmek üzere. Yanında da küçük bir çocuk var. Aşağıya atlamak üzere, kimse müdahale etmiyor. Ne olur yardımcı olun" dedi. Konuşurken hıçkırıklara boğuluyordu. "Polis yok mu?" diye sordum. "Hayır kimse yok. Adam atlayacak" dedi. "Peki, siz polise haber verdiniz mi?" dedim. "Hayır, önce sizi aradım. Atv'ye haber vermek istedim. Buraya bir kamera gönderebilirler mi?" Şoke olmuştum. Hayatımız ne kadar "düz kare" bir hale gelmişti. İnsanlar intihar olayları için polisten önce televizyon kanallarını arar olmuşlardı. Kim bilir, belki de kameraların pek çok olaya polisten, itfaiyeden, ambulanstan önce ulaşmasından etkilenmişlerdi!