Oldum olası tir tir titreyerek korku filmi izleyenleri ve gözlerinden yaş gelene kadar acı biber yiyenleri bir türlü anlayamadım. Hayat zaten yeterince "gerilim" içeriyor. Bir de perdenin, ekranın karşısında "uçuklamak" niye? Hele bizim gibi akrep ile yelkovanın ardından koşturan ve "Aman bir hata yapmayayım" diye adeta paranoyak bir iş yaşamı sürdürenler için... İngiliz bilim adamları ise korku filmlerinin "formülünü" bulmuşlar. Yani artık bir korku filminin ne kadar korkunç olduğu, matematik olarak ölçülebiliyor. Londra Kraliyet Koleji matematik uzmanlarından Anna Sigler'a göre gerginlik, çevre özellikleri, akan kanın miktarı gibi kriterler, bir korku filminin sihirli formülünü oluşturuyor. Bir filmin korkunçluğunu ifade eden oran ise şu formüle göre belirleniyor: (es+u+cs+t) üstü 2 + s + (tl+f) / 2 + (a+dr+fs) / n + sin x 1 Formülde kullanılan sembollere gelince: es = gerginlik yaratan müzik. u = bilinmeyen. cs = kovalamaca sahnesi. t = oyuncunun tuzağa düştüğü sahne. s = ani efektler. tl = gerçek hayat. f = hayal. a = oyuncunun yalnız olduğu sahneler. dr = karanlık mekan. fs = dekorasyon ve aksesuarlar. n = oyuncu sayısı. sin = içsel karakter çatışması. x = görülen kan ve parçalanmış organlar. (NOT: Bu formülle hesaplandığında, Stephen King'in romanından beyazperdeye aktarılan "Çığlık" en korkunç korku filmi olarak belirlenmiş.)