Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Televizyon oyunculuğunun farkı

"Televizyon oyunculuğu" sinemadan da, tiyatrodan da daha zordur dersem, inanır mısınız?

Oyunculuk mesleğinin duayenleri "Oyunculuk, oyunculuktur. Sineması, tiyatrosu, televizyonu olmaz" deseler de, ben aynı görüşte değilim. Özellikle "televizyon oyunculuğunun" başlı başına bir uzmanlık alanı olduğu kanısındayım. Zira insanlar sinemaya ve tiyatro salonlarına "oyunculuk gösterisi izleyeceklerini bilerek" gelirler. Yani kendilerini "canlandırma" için şartlandırmışlardır. Oysa televizyon; haberlerin, reklamların, maçların, eğlence programlarının yer aldığı "karma" bir mecradır. İnsanlar gerçeğin ta kendisi olan bir haber bülteninin ya da reality show programının hemen ardından başlayan diziye "inanmakta" daha büyük bir güçlük çekerler. Bu nedenle televizyon oyunculuğunun "katıksız", "gerçek" ve "inandırıcı" olma zorunluluğu diğerlerinden daha fazladır. Bir de izleyici; sinema ve tiyatro salonunda dikkatini perdeye ya da sahneye odaklamakta güçlük çekmez. Karanlık bir salonda dikkatini dağıtacak pek az şey vardır. Ama televizyon öyle mi? TV dizisindeki bir oyuncunun, sanatıyla izleyiciyi sarıp sarmalaması için önünde milyon tane engel vardır. Su almak için ekranın önünden geçen evin küçük çocuğu, sokaktan gelen fren sesi, evin genç kızının "Azıcık da şu pop yarışmasına baksak ya" diye mızmızlanması, çalan telefon, gelen misafir, her seferinde dramatik bütünlüğü bıçak gibi bölen reklam kuşakları v.s. Bu toz duman arasında "oynadığınız karakteri inandırıcı kılmak" kolay iş mi? Peki televizyon oyuncusu kimdir? Aklıma gelen en başarılı örnek Güven Kıraç. Her ne kadar tiyatro sahnelerinin tozunu yutmuş, film şeritlerinin asetatına bulanmış olsa da Türkiye onu bir "televizyon oyuncusu" olarak tanıdı ve sevdi. Ekranda oynadığı her role bizi inandırdı. Şimdilerde ise atv ekranlarındaki "Canım Benim" de ve "iki arada bir derede kaldığı" banka kartı reklamında yine çok başarılı bir oyunculuk sergiliyor. Bu alanda iki müthiş örnek daha: Biri Haluk Bilginer, diğeri Tamer Karadağlı... Her ikisinin de ortak özelliği, oyunculuk kariyerlerini yurtdışında geliştirmeleri ve "televizyon oyunculuğunu" diğerlerinden daha fazla ciddiye almaları... Peki kim televizyon oyuncusu değildir? Aklıma gelen ilk örnek Hülya Avşar. Sinema ve sahnedeki tüm başarısına rağmen rol aldığı televizyon dizilerinin bir türlü iş yapmamasının nedeni acaba Avşar'ın "televizyon oyunculuğu" nu farklı bir uzmanlık alanı olarak algılamayıp, yeterince benimseyememiş olmasından mı kaynaklanıyor? Belki bu analizden kesin sonuçlara varmak yüzde yüz doğru bir netice vermeyebilir. Ama iddialı oyuncuların bu konu üzerinde ciddi ciddi kafa yormaları gerekir diye düşünüyorum.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA