Kitlelere ulaşmanın, onları etkilemenin en kestirme ve en etkin yolunun televizyon olduğunu artık herkes biliyor. Bu durum, ABD Başkanı George W. Bush'un İstanbul ziyareti sırasında da bütün çıplaklığıyla gözler önüne serildi. NATO Zirvesi sırasında en etkileyici fotoğraf, Bush'un Galatasaray Üniversitesi sahilinde, arkasında Boğaziçi Köprüsü ve Ortaköy Camii ile göründüğü kareydi. Amaç; bütün dünyanın Bush'u "kavşak noktasındaki trafik polisi" olarak görmesini sağlamaktı. Dünyanın trafiğini yöneten kişi O'ydu! Peki bu kavşak, hangi yolları kesiştiriyordu? Asya ile Avrupa, Doğu ile Batı, İslam ve Laiklik... Köprü, hem birleşmeyi hem de ayrılığı sembolize ediyordu. Bu muhteşem yapı aynı zamanda medeniyet ve teknolojinin simgesiydi. Onun hemen önündeki cami ise İslam'ı, doğu kültürünü ve geleneklerini ifade ediyordu. Bush'un "Büyük Ortadoğu Projesi"ne taraftar toplamayı amaçlayan konuşması için bundan daha iyi bir fon bulunamazdı. Bush'un ekranda daha azametli görünmesi için yürüdüğü platform ve konuştuğu kürsü 1,5 metre daha yükseltilmişti. Elbisesinin, gömleğinin ve kravatının renkleri bile hem arkasındaki fonla uyum sağlayacak, hem de "inandırıcılığını ve etkileyiciliğini arttıracak" renk tonlarından seçilmişti. Konuşma sonrasında dinleyicilerin ellerini sıkarken, onlara sarılırken, sırtlarını sıvazlarken yaptığı her hareket, her jest ve mimik "kamera açıları ince ince hesaplanarak" sahneye konulmuş bir gösterinin dramatik unsurlarıydı. Çarşamba günü "televizyonun gücü" majestelerinin hizmetindeydi!