Doğum tarihi 21 Ağustos 1926. Aramızdan ayrılışı üzerinden tam 10 yıl geçmiş: 12 Ağustos 1999... Ecel, bir hafta daha mühlet verseydi, doğumu ile ölümü aynı tarihte buluşacaktı Can Baba'nın. Aramızdan ayrılışının 10. yılında, 'ölüm'ünden değil de doğum gününden mi söz etmeli? Hem ne demişti son şiirlerinden birinde: "Badem çırparcasına olacak ölümüm / Azalarım dökülecek toprağa / Yine ben toplayacağım sepete..." 10 yıl önce 'aza'larını verdi toprağa, ama şiirleri 'sepet'inde durmakta bütün güncelliği ve tazeliğiyle... Edebiyatımız 'heccav' şairler kütüğündendi. Üstelik hem yazdığı hem de yaşadıklarıyla... Hicvi de zekâ ile yoğuranlardan... Kafa kâğıdına imzasını 'Can Yücel' olarak atıyordu, oysa asıl adı 'sevgi' soyadı 'öfke' değil miydi? Çünkü sözden 'sevgi' damıtmıştı, sözcüklerden 'öfke'... İntihal şiirinde "Ölüm, bir eşek şakasıdır," diyordu ya, bugün de şairi bir şakayla anmak daha münasip olmaz mı? Geçmiş gün, Danimarka'da Kopenhag'dan Arhus'a gideceğiz bir kültür şöleni için. Önce trene binilecek, sonra da vapura... İstasyonda buluşuldu sabahın 10.00'unda. Tren bekleniyor. O sırada bir birahane gördü Can Baba, "Bak," dedi, "burada çok güzel siyah bira var, gel bir tane atalım." Ve girdik birahaneye. Can Baba durur mu, bir, bir daha derken tren gelip de gitmiş bile... Neyse, ikinci trene yetişebildik. Tren, bir yerden sonra bir vapura yükledi bizi. Can Baba'nın yine canı diken üstünde. İçki arıyor. Ben de fazla içmesin diye alkolsüz bira yedeklemişim ama Can Baba'yı kesmiyor. Vapurun orta yerinde bir büfe buldu. Elini uzattığı gibi, büfeden bir küçük cin mi, votka mı ne, kartal misali kapıverdi. Büfedeki yaşlı kadın "Mani, mani," diye feryat figana boğmakta ortalığı. Can Baba ise elinde yeni bir '50 bin' liralık, kadının sesinin üstünü örtmekte vaveylasıyla: "Törkiş lira, Turgut Özal, konvertibil, konvertibil..." Turgut Özal, o günlerde Türk lirasının konvertibilesini ilan etmiş, etmiş ama gâvur ülkesinde hükmü ne ola? Neyse, birkaç 'metelik' gâvur parası bulundu da Can Baba cennet suyuna kavuşur oldu. Evet, bugün Can Baba'nın onuncu ölüm yılı. Kuzguncuk'ta denizin sokak çocuklarının ülüzgâra verdiği uçurtmanın 10 yıldır Datça göklerinde salınması da bu yüzden olsa gerek...