Avrupa'da her gün insan haklarını, özgürlükleri, demokrasiyi ve adaleti yok sayan yasaklar devreye sokuluyor. Yasakçı zihniyetin başında Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron geliyor. Hakkında çıkan eleştiri haberlerini sansürleyen, sosyal ağlardaki içerikleri anında kaldırtan, camileri ve insani yardım kuruluşlarını hiçbir gerekçe göstermeden kapattıran Macron, şimdi de gözünü basın özgürlüğüne dikti.
FOTOĞRAF ÇEKENE HAPİS
Fransa'da son olarak güvenlik güçlerini ve polisi görev anında görüntülemenin yasaklanması gündemde. Yeni yasa tasarısına göre polis ya da güvenlik gücünün yüzünü buzlamadan yani polisin kimliğini gizlemeden sosyal medyada paylaşanlara 1 yıl hapis ve 45 bin Euro para cezası öngörülüyor. Öte yandan söz konusu yasaya karşı Paris'te düzenlenen protestoda 5 gazeteci yaka paça tutuklandı. Fransa'daki güvenlik yasasının benzeri 2015'ten beri İspanya'da da uygulanıyor.
VEKİLE KELEPÇE
Almanya'da ise polis şiddeti bir kez daha yüzünü gösterdi. Kovid kısıtlamalarını protesto edenlere polis, biber gazı ve tazyikli suyla müdahale etti. AfD milletvekili Karsten Hilse ise bir kaçakçı gibi tutuklandı. 200'e yakın gösterici de gözaltına alındı. Avusturya'da ise Müslüman aktivistlerin sabaha karşı evlerinden alınıp maruz kaldıkları insanlık dışı muamelenin yankıları sürüyor.
ALMANYA, ÜLKÜCÜ DERNEKLERİNİ TAKİP KARARI ALDI
Almanya Federal Meclisi, 'Ülkücü' derneklerin ve Avrupa Türk İslam Birliği faaliyetlerinin incelenmesi için verilen önerge teklifini kabul etti. Fransa'nın 4 Kasım'da Ülkücü derneklerin faaliyetlerini durdurma kararının ardından, Almanya'da da benzer bir karar alındı. ATİB Genel Başkanı Durmuş Yıldırım, "Karara üzüntü duyduk. Bizler kesinlikle bu aşırı sağcı nasyonalist yakıştırmaları kabul etmiyoruz. ATİB şu ana kadar hiçbir şiddete bulaşmamıştır" dedi. Ülkücü dernekleri kapatan Fransa'da ise aslında hiçbir Ülkücü derneği bulunmuyordu.