Başlığa bakıp da dalga geçtiğimi sanmayın! Tersine, Hıncal'ın bu son çabasına son derece olumlu bakıyorum. Hıncal en çok iş edindiği şeylerden birine sıvanıyor. Bu kez daha gerçekçi ve pratik biçimde...Yanına İstanbul Belediye Başkanı ulaşım danışmanı, Bahçeşehir Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Mustafa Ilıcak'ı alarak, kentin sorunlu noktalarını dolaşıyor. Tabii çoğu onun hep gittiği yerler: Levent Kanyon çevresi, Etiler ve Tepecik yolu, Mecidiyeköy-Taksim arası, Cemal Reşit Rey-Lütfi Kırdar Merkezi, Dolmahçe'de yeni açılan Dolapdere tüneline CRR'den ulaşma sorunu vs. Bunların kimi, dikkatlerini yoğunlaştıramayanlara biraz soyut gelebilir. Kimileriyse, İstanbul denen devasa kentte hep zengin bölgelerin söz konusu edilmesine kızabilir. Öyle ya, kıyıda-bucakta kimbilir neler oluyordur!.. Ama ben, kendi adıma çok önemsiyorum. Öncelikle, söylediklerinin hemen hepsi doğru. Gösterdiği çareler ise, her ne kadar uzman değilse de geçerli ve gerçekçi. Üstelik, eğer İstanbul trafiğine gerçekten eğilinecek ise, işe kentin yüreğindeki bu en gözönünde yerlerden başlamak doğru olmaz mı? Ama asıl soru şu galiba: Nasıl oluyor da bu noktalardaki bu tümüyle yanlış uygulamalar şimdiye dek farkedilmiyor? Bunca uzmana, danışmana, buralara sürekli girip çıkan onca yetkiliye rağmen? Örneğin, Hıncal'ın da sayısız kez yazmasına rağmen, akşamları CRRLütfi Kırdar-Muhsin Ertuğrul-Kongre Salonu-Açıkhava gibi birçok kültür merkezinin tek giriş-çıkışı olarak bırakılan o daracık yolda, üstelik iki yanlı ve resmi İSPARK park yerine nasıl oluyor da izin veriliyor? Tek bir arabanın bile park edilmesine göz yumulmaması gerekirken? Vallahi, anlaşılır şey değil.. O zaman, çok yaşa Hıncal!.... Hıncal'ın deyişiyle 'hoca', onun her gösterdiği karşısında 'inanılmaz!' demiş. Ben de öyle düşünüyorum. Ama, sevgili hocam, belki kartvizitinizde de taşıdığınız o 'ulaşım danışmanı' titri, size bu gözlemleri çoktan yapmış ve belediyeyi uyarmış olma görevini yüklemez mi? Basının öncülüğü bizi memnun eder elbette, ama o zaman danışmanlara ne gerek var?