Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ATİLLA DORSAY

Beyoğlu çağdaşlığa geçiyor

Ahmet Misbah Demircan dostumuzun yıllardır hayal ettiği şey başlıyor. Tarlabaşı yöresi, planlı-programlı biçimde kentsel dönüşüme açılıyor. Hayırlısı olsun. Elbette kuşkular var. Olayın, hayli dramatik biçimde gerçekleştirilen Sulukule dönüşümüne benzeyeceği, çok geniş bir yörenin tümüyle özelliklerini yitireceği şüphesi gibi... Kendi adıma, umutluyum. Öncelikle, Tarlabaşı gibi Beyoğlu'ndan Kasımpaşa'ya inen çok geniş bir alanın bugün içinde bulunduğu perişanlıktan mutlaka kurtarılması gereğine inanıyorum. Bir mimar olarak, bu tür dönüşümlerin Paris'ten New York'a birçok büyük Batı kentinde yapıldığına, tümüyle kayıp sayılan yörelerin yeniden yaşama kavuşturulduğuna tanık oldum. İstanbul'da niye olmasın? Ayrıca ulaşan bilgiler umut verici. 20 bin metrekarelik bir alanda tam 278 tescilli yapının restore edileceği, mülk sahiplerinin yüzde 75'iyle yapılan anlaşmalarla mülkiyet hakkının korunacağı belirtiliyor. Eski küçük evlerin dışlarının aynen korunarak içinde mekân birleştirmesine gidilmesi ve turistik ya da ticari fonksiyonlar verilmesi de gayet normal. Yine de işi özenle, kadirbilirlikle yürütmek gerekiyor. Keşke şu Champs-Elysees benzetmesi de yapılmasaydı! O ünlü Paris caddesi, çok farklı bir kültürün zirvesi. Bizimle ne ilgisi var? Benim anladığım, bu projeyle Champs-Elysees gibi devasa bir cadde değil, Paris'in Quartier Latin, Londra'nın Soho, New York'un Greenwich gibi bir semti yaratılacak. Ayrıca bu dev proje (ve tüm benzerleri) keşke geniş bir sunumla tüm kamuoyuna iyice açıklansa ve görüşler alınsa... Dünyada öyle yapılıyor. Bir de... Tüm bunlar iyi, ama Beyoğlu'nun tarihi salonlarını unuttuğumuz sanılmasın. Bizler hâlâ kapalı duran Alkazar, Lale, Taksim (Venüs), Yeni Melek gibi salonların acısını yüreğimizde taşıyoruz. Özelikle de Emek'in... Çünkü bunlar olmadan, o dönüştürülecek Beyoğlu çok eksik, güdük kalacak, sanatsal merkezlerden yoksun olacak. Kendi adıma, abartmasız söylüyorum, eğer Emek yıkılırsa, belki o yeni Beyoğlu'na adımımı bile atmam. Bu salonlara öylesine bağlıyız, acımız öylesine büyük bizim... Bunları yazarken, çok kişiyi de temsil ettiğimi biliyorum.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA