Türkiye'nin en iyi haber sitesi
PROF. DR. BENGİ SEMERCİ

Kim bu 'ötekiler'?

Kendi düşüncesini, kültürünü, yaşamını doğru ve haklı, diğerininkini yanlış ve kötü görmek, 'öteki'ne yapılan şiddeti, saldırıyı haklı bulmakla sonuçlanır. Bunu yeni kuşağa kim anlatacak?

"Düşmanla karşılaştık ve o biziz." Bu sözü başka bir yazıda kullanmıştım. Son üç haftadır ülkemizde olanların ardından tekrar yazmak gereğini hissettim. Maalesef gençliğin "Siz bizi anlamadınız, tanıyamadınız, devamlı eleştirdiniz, kalıplara sokmaya çalıştınız ama biz buradayız, sizden farklıyız ama varız," şeklinde özetlenebilecek eylemini erişkinler, içinden çıkılmaz bir karmaşaya döndürmeyi başardı. En kötüsü, sürecin sonunda ülkedeki her evde bir diğer evdekini 'öteki' olarak tanımlayan insanların sayısının artması oldu.

BİREYSEL VE PAYLAŞIMCI
Oysa gençliğin, özellikle bu eylemlerle birçok insanın yeniden değerlendirmeye aldığı Y kuşağının bu tür ayrımları, 'ötekileri', yoktu. Onlar bireysel farklılıkları önemseyen ve kabul eden bir kuşak, çünkü farklı bir dünyaya doğdular. Onların kreşlerinde, okullarında her şey vardı. Onlar tek ebeveynli, farklı inançlı, inançsız, giyimi çeşitli, dili, ülkesi, cinsiyeti, töresi farklı, hep birlikte büyüdüler. Ufukları, ulaşımları ve yaşamları önceki kuşaklardan çok daha büyük, iletişimleri çok daha güçlüydü. Hiçbir farklılığı gözetmeden bir arada ama tek tek yaşamayı öğrenmişlerdi. Onlar daha bireysel, daha kendilerine dönük ama bir o kadar paylaşımcı olarak geliştiler. Eylemleri de böyleydi. Tüm bireysellikleriyle, narsistik düzeye geldiği tartışılan kendine güvenleriyle, teknolojik bilgileri ve farklı zekalarıyla bir araya gelmiş gençlerdi. Sonra erişkinler girdi devreye. Onların yanında ya da karşılarında yer aldılar. Erişkinlerin nerede oldukları önemsizdi. İster gençleri destekleyen, hatta evlerinden övgülerle daha fazlasını yapmalarını isteyenler olsun, ister onları hak etmedikleri yanlış ve olumsuz kelimelerle tanımlayanlar olsun hep birlikte gençlere 'öteki' tanımını öğrettiler. Korku ve nefret arttıkça fevri davranışlar, düşünülmeden alınmış kararlar birbirini izledi. Bir diğerini 'öteki' yapmak için ne gerekiyorsa yapıldı. Kendi düşüncesini, kültürünü, yaşamını doğru ve haklı, diğerininkini yanlış ve kötü görmek, ötekine yapılan şiddeti, saldırıyı haklı bulmakla sonuçlanır. Bunun ne kadar tehlikeli olduğunu kim anlatacak? Bir sonraki kuşak büyürken, diğerini bu kadar ötekileştiren hangi büyük onlara doğruyu öğretecek?

FARKLI, KORKUTUCU MU?
Giyinme tarzı, eğitimi, yaşam şekli, inancı farklı olan komşularımızdan, çevremizdekilerden uzak durarak, hatta onlar hakkında kötü, aşağılayıcı konuşarak çocuklara aktarmaya çalışıyoruz. Topluma ulaşan yazılı-sözlü her şey buna katkıda bulununca, sonunda olay kaçınılmaz bir nefret ve düşmanlığa dönüyor. Farklı olan korkutucu mu? Hayır, korkutucu olan bilmemek ve bağnaz olmak. Korkutucu olan bu korku ve nefretle büyüyen çocukların erişkin halleri. Korkutucu olan, bu çocukların korktukları ve nefret ettikleri diğer çocukların büyümüş halleri. Sadece kendi çocuklarımızı değil, 'ötekileri' de nefret ve korku dolduruyoruz. Sonuç şiddet, saldırganlık ve kayıplar oluyor. Ben gençlere güveniyorum. Şimdi daha çok güvenmek istiyorum. Tüm yaşananlara rağmen, erişkinlerin tüm hatalarına karşın, onlar mücadelenin zekayla, çalışmakla, paylaşmakla, öğrenmek ve öğretmekle olduğunu unutmayacaklar. Hatta bu gidişle ötekinin aslında kendileri olduğunu, şiddetin çözüm getirmediğini büyüklerine de anlatabilecek, tüm eylemler boyunca sürdürdükleri mizah duygularını hiç kaybetmeyerek dünyayı gülümsenir bir yere çevirecekler. Yeter ki onlara inanalım, yeter ki onların karşısında ya da arkasında olmaya değil, onları anlamaya çalışalım.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA