Mehmet Bekaroğlu CHP'yi iyice karıştırdı.
Olay daha da büyüyecek.
Bu kesin.
Bekaroğlu her ne kadar CHP'ye uyum sağladığını göstermek için başörtüsünü 'tuzak' görüp "CHP bu tuzağa düşmeyecek" dese de partide yarattığı rahatsızlık hafife alınacak gibi değil.

Muharrem İnce, Bekaroğlu'nun partiye alınmasını ve yönetici yapılmasını hazmedemiyor.
Ve durumu, "CHP kimlik bunalımı yaşıyor" diyerek ifade ediyor.
Atatürk için 'kefere' diyen birinin CHP'de ne işi var?
Bekaroğlu'nun Kemal Kılıçdaroğlu sayesinde paraşütle CHP'ye inmesi yetmezmiş gibi bir de partide yönetici yapılmasının rahatsızlığı içten içe büyüyor.
Durum şimdilik ot yığınlarına düşen sigaraya benziyor.
Nasıl sigara sinsi sinsi ot yığınını yakar, sonra küçük bir esinti ile alevler büyüyüp her yeri sararsa bu da öyle…
Farkında değiller ama CHP fokur fokur…
Kongrede hatırı sayılır delegenin oyunu alan İnce'nin, Bekaroğlu'nun milletvekili olmasına itirazı yok. İsyanı
parti yöneticiliğine.
"Partimin dokusunu bilemez. 130 milletvekilinin amiri oldu. Olacak iş mi yani?
Partiye çay içmeye gelmemiş kişi, partinin neyini yönetecek?
Ben bu partinin tuvaletini yıkamışım" diyerek bayrak açtı.
KeMal tuhaf adam.
Seçim öncesi, "Erdoğan, IŞİD bahanesiyle Türkiye'yi savaşa sokmak istiyor.
Orta Doğu bataklığına düşmek istemiyoruz" dedi...
Sonra da "Türkiye, Orta Doğu'da sorunları çözmek için çaba harcamalı.
ABD öncülüğündeki koalisyona katılıp IŞİD'e karşı yapılacak operasyonlara destek vermeli" diyerek çark etti…
Yani adamın niyeti üzüm yemek değil; Onun işi bağcıyla.
Malum kesimlerin Erdoğan düşmanlığı Türkiye ve millet düşmanlığına döndü.
Şimdi de BM'de yaptığı görkemli konuşmayı gölgelemeye kalktılar.
"Boş salona konuştu" yalanını yaymak istediler.
Oysa BM'de Erdoğan fırtınası esti.
IŞİD için de gerekeni yaptı.
Bunlar nasıl adam?
Eleştiri elbette olacak.
Ama yalan ve iftira asla.
Adana'da her yaptığı yanına kâr kalan Rıfat Yalçın...
Pardon Rıfat Söylemez'in kağıttan kalesi bir üflemeyle yıkıldı.
Üçlü çete çakal gibi ulumaya başladı…
Güya bizi korkutacaklar.
Tam da adamını buldular.
Burası Patagonya mı?
Muz Cumhuriyeti mi?
Yiyorsa biri belgesiz bir şey yazsın da görelim.
Adamın poposunu keserler poposunu.
Biz yazımızı somut delillerle yazarız.
Aksi hem yakışmaz hem de suçtur.
Çete kudurdu. Çünkü
kimyaları değişti.
Hesap veremiyorlar.
Kovana çomak soktuk.
Façalarını bozduk. Artık kimseye tehdit ve şantaj yapamayacaklar…
Peşlerindeyiz.
Gazetenin bir kuruşluk ilanı yok, satmıyor da...
Peki...
Bu çark nasıl dönüyor?
Bunca yıldır bu masraflar nasıl karşılanıyor?
Değirmenin suyu nereden geliyor?
Söylese de bilsek!