Kamer'in oğlu Kemal Kılıçdaroğlu çok tuhaf bir adam…
En başta ilkesiz…
CHP'yi ne hale getirdi. Partiyi batıran ve Türkiye'yi karıştıran adam olarak tarihe geçeceği kesin.
İşi gücü kavga.
Dün kara dediğine bugün ak diyebiliyor.
İşine gelmeyince hemen kıvırıyor.
Hiç utanmıyor da üstelik.
MHP'li Mansur Yavaş'ı partiye aldı.
Şimdi de HAS Partili Mehmet Bekaroğlu'nu…
Bekaroğlu da onun gibi ilkesiz.
CHP'li olur olmaz yıllarca içinde bulunduğu sağ partilere saydırmaya başladı.
Atatürk için söylediklerini ise inkar etti.
CHP'liler de ona arka çıktı.

Bugün onu aklamaya çalışanlar, Atatürk'e 'kefere-dinsiz' dediği için dün kıyameti koparmışlardı.
Değişen ne?
Kafa aynı…
Halkta karşılığı yok.
Peşinden de milyonlar koşmuyor…
O halde bu sevda ne?
Adam açık açık Gazi'ye 'kefere Kemal' dedi.
CHP'li yazar/çizer takımı nasıl 'ironi yaptı' diyebildi?
CHP'de aktif görev verilen Bekaroğlu'nun dili çözüldü.
Güya 'kefere' lafını hakaret maksatlı söylememiş.
Ulan kaç kez sordum; "Bu kefere kim?, Bakkal Kemal mi yoksa Kasap Kemal mi?" diye…
Madem Atatürk'ü kastetmedi, o zamanlar niye bir açıklama yapmadı?
Neden beni arayıp "Ben Atatürk'e kefere der miyim hiç!" demedi?
Şimdi çark ediyor.
Çünkü hesabı başka…
MYK'da Volkan Canalioğlu yok…
Ama Bekaroğlu var…
Canalioğlu bunu nasıl sindirdi?
Eğer öyleyse onun da bir hesabı var demektir.
Demek ki mesele koltuk meselesi…
Aklama yarışı da bu yüzden ya.
Bunların Atatürkçülüğü bu kadar işte.
Bekaroğlu'nu aklamaya çalışanlar, 'kefere Kemal' demekle, "İslamcı yoldaşlarının olaylara bakarken gerçeklerden ne derece kopuk ve yanlış zeminler üzerinde yükseldiğini söylemek istemiş" diyorlar.
Bu yaşananlar CHP'nin şirazesinin kaydığını gösteriyor.
Parti Bekaroğlu ile ikinci bir 'Ekmel' vakası yaşayacak.
Patinaj yapıyor.
Öze dönmüyor.
Değerlerini yok sayıyor.
Bekaroğlu vazgeçilmez biri olsaydı, bir zamanlar yanından ayrılmadığı Erdoğan, onu bırakmazdı.
Şalpazarı'nın köylerinde Erdoğan'ın peşinden az koşturmadı.
Yıllarca siyaset yaptığı sağ partileri yerden yere vurmasını ve "Sağ statükodur, işçi cinayetidir" şeklindeki sözlerinin değerlendirmesini size bırakıyorum.
Gerçek olan şu:
CHP'nin A takımına giren Bekaroğlu şimdi dört köşe.
'Düşünme' ayağıyla kendini iyi pazarladı doğrusu.
Demek ki siyasetin doğası böyle.
Sözlerim kimseye değil.
Ama benim prensibim şu:
Ne kemik uğruna köpek olurum, Ne de çıkar uğruna çakal!
Dik durmaktan güzeli yok.