Önce kısaltmalar…
Kısaltmalara bakınca aklınıza kötü bir şey gelmesin…
Gelirse de kızmam tabii, İyisi mi
biz niyetimizi önceden açıklayalım gerisi size kalsın…

P.İ.Ç. Açılımı 'Pensilvanya İhanet Çetesi'…
Bunun bir de AMK'sı var…
O da, 'Açık Mert Korkusuz' demekmiş!
Bu harfler meramımızı kısa yoldan anlatmamıza yarıyor.
Onun için sık sık kullanırım bu kısaltmaları!
Zaten değerli okurlarım, ben 'Leb' demeden gerisini anlar…
Neyse…
Bu izah yeter sanırım.
Gözaltına alınan eski polis şefi Ali Fuat Yılmazer'in villası sıkı bir aramadan geçmiş.
Yanlış anlamayın derdim ne bulunduğuyla ilgili değil.
Onlarla polis ilgileniyor.
Derdim adamın villası…
Adam villada yaşıyor be!
Şerefsize bak,
Boğazından haram lokma geçmemiş birinin polis maaşıyla 3 milyon dolarlık villada oturması mümkün mü?
Paralel şerefsiz aloo!..
45 yıldır çalışıyorum, senden fazla da maaş alıyorum…
Niye bir villam yok?
Bu villayı nasıl aldın, anlat hele…
İşte bu adamlar.
Yani bu P.İ.Ç.'ler Vicdanı kurular, Ülkemizi
IMF'den 1 milyon dolar dilenmekten kurtaran, aksine IMF'ye 5 milyar dolar borç verir hale getiren Başbakan Erdoğan'a kelepçe vurmak için epey çalıştılar.
Hayali suçlar ürettiler.
Karşılığı buymuş demek. P.İ.Ç.'lerin, yani Pensilvanya İhanet Çetesi üyelerinin ekonomik durumları iyi demek ki.
Lahmacun isteyenin koltuğa nasıl yayıldığını hatırlıyorsunuz.
30 yıldır süren Kürt-Türk çatışmasını durduran Erdoğan'a karşı yalan ve iftira kampanyası açan montajcılar da bunlardı.
Anaların kanlı gözyaşlarını dindirdiği için tüm barış ödüllerini hak eden Uzun Adam'a zaten Siyonist'ler kafayı takmıştı.
Gözaltındaki çetenin onların casusu, hizmetkarı ve her şeyi olduğu anlaşıldı.
Bu operasyon, paralel takımını çok kızdırdı.
Bu kadarını beklemiyor, sosyal medyada atışa devam ediyorlardı…
Nasılsa burası muz cumhuriyetiydi ya…
On yıldır milletin korkulu rüyası olan azılı polis şefleri içeri alınınca şakülleri kaydı…
Kimi kelepçe taktırmak istemedi.
Bazı gazeteci bozuntuları da ucuz kahramanlık yaptı…
Sıra onlara gelince görürüz hallerini…
İçeride
çürüttükleri hayatların hesabı sorulmayacak sanıyorlar.
Hükümete darbe yapmak için 17 ve 25 Aralık operasyonlarına çarpıcı bir kılıf bulmuşlardı.
"Rüşvet ve yolsuzluk…"
Nasılsa halk hırsızlığa da yolsuzluğa da duyarlıydı.
Halbuki asıl amaç Erdoğan'ı devirmek ve yerine Feto'yu getirmekti.
Devlet içinde devlet olmalarının sebebi buydu.
Bu yüzden yıllardır Başbakanı, bakanları, genelkurmay başkanını, MİT müsteşarını ve işadamlarını dinlediler.
İnsanların ömürlerinden ömür çaldı bu şerefsizler…
Şimdi hesap zamanı geldi…
Şaşırdılar, şok oldular.
Düzen devam edecek sandılar.
İsyanları oynuyorlar şimdi.
İstediklerini yapsınlar.
Hesap verecekler.
Bu polisler çok kişinin hayatını çaldı.
Ömrüçalınanlar,
"Bu polislerin elinde Okkır'ın, Dink'in, Özenalp'in ve daha nice canın kanı var.
Yazdıkları fezlekeler, iddianameleri olsun" diyor.
P.İ.Ç.'ler yaptıklarının cezasını çekmeli…
AMK'nın Sözcü'sü, Zaman, Hürriyet, Yurt, Aydınlık, Bugün gibi kara propaganda yapan yayınlar ve yazarlarından da hesap sorulur inşallah!