Gündem şimşek hızıyla değişiyor…
Halbuki ben bugün ispiyoncu CHP'nin MİT TIR'larına ilişkin açıklamasına değinecek, vatan hainlerine "Sana ne ulan!" diyecektim.
Öyle ya Milli İstihbarat'ın faaliyetinden size ne?
Bana ne?
Sahi bunlar kimin için çalışıyor?
Türkiye'yi niye ispiyonluyorlar?
Sahi kime çalışıyorlar?
Neyse, Bunları yazacaktım işte…
Ama dün sabahki operasyon yazımın kimyasını değiştirdi.

Baştan belirteyim…
Bana göre geç bile kaldılar.
Ama sevindim. Geç kalındı diyorum, çünkü Paralelciler suç delillerini gizlemiş olabilir.
Keyiflendim, çünkü aylardır devlete meydan okuyorlardı. Şimdi
günlerini görürler.
Devletin savcısı Başbakan Erdoğan'ı tehdit ediyor…
HSYK bakıyor…
Bavulcu'nun bir sövmediği kalmıştı…
Dumanlı Ekrem'in ağzından çıkanı kulağı duymuyordu.
Muz cumhuriyeti miydi burası?
Haa...

Operasyon beklentisi içinde olan, dahası yapılacağı haberini öğrenen emniyet içindeki Paralel yapı operasyonun erkene çekilmesine sebep oldu.
İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şubesi'nin eski müdürü
Yakup Saygılı, "Havada operasyon kokusu var" deyince stresli günler geçirdiğini anladık.
Dediği çıktı.
Operasyon gerçekleşti.
O şimdi gözaltında.
İçeride bol bol stres atar!

Darbeci polislerin gözaltı haberini duyan savcı Zekeriya Öz de çıldırdı…
Tehdit dolu tweetlerini peşpeşe sıraladı.
O savcı ve gözaltına alınan polislerin amacı Başbakan Erdoğan ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan'a kelepçe takmaktı…
Ama olmadı.
Kazdıkları kuyuya kendileri düştü…
Sabahın köründe suçsuz insanların yatak odalarına girmek ne demekmiş anlamışlardır şimdi.
Elbette savcı Öz de hak ettiğini bulacak.

Sırada paralel gazeteciler var…
Bülent Keneş, Bavulcu, Dumanlı Ekrem ve Otağtepeli Uğur, Bilal Öğütcü, Abdülhamit Bilici, Şahin Alpay, Bülent Korucu, Köpekçi Bekir, Emin Çölaşan, Dönek Ahmet, Etekli Mehmet gibi isimler ne zaman alınır bilmiyorum.
Ama hesap vermeliler.
Hele de Dumanlı…
O kendini ne sanıyor.
Başbakan'a ve hükümete demediği kalmadı…
Biliyorum operasyonun ucu Adana'daki kurşun askerlere de değecek!
Ekrem Dumanlı son yazısında Başbakan'ı kastederek, "Ey zalim! Yol yakınken dön...
Sana ümit bağlayana da yazık etmiş olursun" demişti.
Kimsin sen be!

Dumanlı ve arkadaşları istediği kadar "Bu hareketin arkasında ABD ve İsrail yok" desin.
Doğrusunu gazetenin ABD temsilcisi Ali H. Aslan söylüyor.
Yazılarıyla İsrail'
in katliamlarına destek veriyor!
Son yazısında ABD'yi 'özgür dünya' ilan etti.
Gülen cemaatinin bu 'özgür dünyada' itibarının yükseldiğini de övünerek anlattı.
Başka söze gerek var mı?

4 yıldır uyduruk 'Selam Tevhid' soruşturması kapsamında Başbakan Erdoğan, Hakan Fidan ve bakanları dinleyen İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesinin eski müdürleri Ömer Köse ve Yurt Atayün gözaltı işlemine şaşmış.
Hatta tepki göstermişler.
Vicdansızlar 'ali kıran baş kesen' kesilmişti.
Daha çok şaşacaklar…
Devlete karşı darbe yapmak ne demek anlayacaklar.
Gazetecisi, yargıcı ve polisi de, Herkes, herkes...