Bunlar barış sürecini sabote etmek için ne oyunlar ne senaryolar yazdılar bilseniz.
Her yolu denediler,
Her yalanı söylediler,
Milli ve manevi değerlerimizi bile istismar etmekten geri kalmadılar…
Ama olmadı.
Tutmadı planları.
Sonuç alamayınca kudurdular,
Pis salyalarını akıtıyorlar şimdi.
Yine de istedikleri olmayacak…
Kudurup dursunlar.
***
Bugün
Kandil'de basın toplantısı var.
Dünya gözünü oraya dikmiş, yapılacak açıklamayı bekliyor.
Önümüzdeki ay başlayacak geri çekilme ile ilgili takvim ve yöntem anlatılacak.
***
Tek endişem, basın toplantısında Habur benzeri bir sahnenin yaşanmasıdır.
Yani şovdur.
Dünya medyası orada…
Kandil gazeteci kaynıyor.
Terörün merkezinde böyle bir şey olabilir mi?
Kaygılıyım.
Sinekten yağ çıkarmak isteyen güruh da bunu fırsat bilir…
Sonra da,
"Gördünüz mü…" der.
"Biz demedik mi?" diye şişinir.
***
Başımıza ulusalcı kesilen
İP'çi
Doğu Perinçek'in medyası teröristlerin değil, askerin çekildiğini yazdı önceki gün.
Yani sataştı.
Tıpkı
İnce Muharrem gibi…
Neyse ki hemen Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral
Hayri Kıvrıkoğlu'ndan yalanlama geldi.
***
Kıvrıkoğlu,
"Hacim ve güç açısından bölgede azalma yok. Hudut birlikleri yasak bölgeye girenleri yakalar. Yaz tertiplemesi sebebiyle yer değiştirme yapılıyor. Geri çekilme yok, görevimize devam ediyoruz" dedi.
***
Biliyor musunuz?
Darbecilerin yargılandığı
Balyoz ve
Ergenekon dosyalarına destek veren, kendisi de aynı davadan tutuklu olan
Doğu Perinçek, 21 yıl önce darbecilerin DGM'de yargılanmasını istemişti.
O zaman böyle düşünen Perinçek, bugün darbecilerin yanında.
İlginç değil mi?
Aydınlıkçılar'ın,
21 yıl önce eleştirdikleri darbecileri bugün ölümüne savunması, darbe için aktif rol alması, gerçekten düşündürücü değil mi?
***
'Söz uçar ama yazı kalır' derler.
Anlaşılan Perinçek ve arkadaşları 21 yıl önce, yani 27 Eylül 1992 tarihli
2000'e Doğru dergisinde kapak yaptıkları
"Samanyolu" darbe planı haberini unutmuş.
***
Her neyse…
Ülkemize barış gelsin de nasıl gelirse gelsin…
Kan akmasın artık,
Bombalar, mayınlar patlamasın…
Anaların babaların yüreği ağzına gelmesin…
Dağlar barut değil, yasemin koksun, gül koksun.
Ülkemizyatırıma doysun.
İstihdam sağlansın.
Sizce de iyi olmaz mı?