İzmir'den seçim süreciyle ilgili izlenimlerimi aktarırken, öncelikle geçmiş en yakın siyasi tabloyu da, mercek altına alarak; somut gözlemlerle, nesnel değerlendirmeler yapmaya çalışıyorum. İzmir'de, tüm Türkiye'de olduğu gibi, karmaşık bir seçim süreci yaşanıyor.
Çok sayıda faktörün bir araya gelerek oluşturduğu fırtınalı seçim yarışı, bir anlamda kıran kırana geçiyor.
Ağırlıklı olarak, genel siyasetin bazı söylemleri öne çıkmasına rağmen, büyükşehir cephesinde ve başlı başına her ilçede, İzmir'de tüm siyasi partiler açısından, bugüne dek çok az görülmüş ciddi bir rekabet yaşanıyor.
Tüm adayları birbirleri karşısında zorlayan, seçmenle yüz yüze bırakan, kapı kapı dolaşılan, soluk soluğa yaşanan çok ciddi bir rekabet ortamı var.
Doğrusu çok sayıda seçim sürecine tanık oldum, ama böylesini İzmir'de ilk kez görüyorum. CHP ve AK Parti'nin seçmen algısında, karşılıklı kutuplaşması dışında; Konak başta olmak üzere, ağırlıklı olarak Bayraklı, Aliağa, Güzelbahçe, Balçova, Urla gibi ilçelerde, seçmen önüne çıkan DSP alternatifi; İzmir'de seçim sürecini kendisine özgü, renkli bir çizgiye çekti.
GENEL SEÇİM HAVASINDA
Diğer yandan, 2011 seçimlerinin penceresinden, 2014 seçimlerine bakmak gerekli. Bu noktadan 2011 rakamlarını gözden geçirirsek; CHP 19 ilçede birinci, 11 ilçede ikinci parti konumunda. Rakibi AK Parti, 11 ilçede birinci, diğer ilçelerde ikinci parti sırasında. DSP faktörünü küçümsemeden, somut gözlemler eşliğinde değerlendirme yaptığımızda, İzmir'deki seçimin tamamen genel seçim havasında; CHP ile AK Parti arasında kutuplaşmaya dayalı geçtiğini vurgulayabiliriz.
Elbette yerelde, başta büyükşehir olmak üzere, ilçeler bazında; adayların, kimlikleri, güçleri, olumlu olumsuz özellikleri, artı-eksi ciddi oranlarda seçmen tercihlerini etkileyecek. İzmir'de ilk kez gördüğüm farklı net siyasi bir eğilim, seçmen davranışlarında, büyükşehir için ayrı, ilçeler için ayrı tercihlerin gündeme gelebileceğini gösteriyor.
Tablo bu yönüyle çok ilginç.
UFUKTA SÜRPRİZLER GÖRÜNÜYOR
Ayrıca İzmir'de MHP'ye de bakmalıyız. MHP 2011'de, 2009 yerel seçim tablosuna göre, (2009'da, İzmir'de yerel düzeyde MHP'den CHP'ye kayma olduğu öne sürülmüştü.) oy tablosunun üstüne çıkarak üçüncü parti olmuştu. Şu an MHP'de, adı konulmamış, nereye doğru evrileceğini bilemediğimiz, bir yükseliş seziliyor. İzmir'de bazı ilçelerde, İşçi Partisi'nin de etkinlik kazandığı ayrı bir izlenim. İzmir'de sonuçta adayların seçmenler üzerindeki algıları, tercihlerde mutlaka çok etkili olacak. Ama buna rağmen, İzmir'deki seçimin tamamen genel seçim havasında gittiğini vurgulayabilirim. Dikkat çekici etkisiz gibi görünen bazı faktörlerin, İzmir'de sürpriz sayılabilecek sonuçlara gebe olduğunu, vurgulamalıyım. Artık dileğimiz, İzmir başta olmak üzere, tüm Türkiye'de seçim sürecinin hiçbir provokasyona izin verilmeyen, siyasetçilerin ve tüm yurttaşların sağduyusunun öne çıktığı, hiçbir insanın zarar görmediği, demokratik bir ortamda gerçekleşerek sonlanmasıdır.