Başlık, bir kitabın adı.
Gündemden uzaklaşarak, o kitapla buluşalım. Yazarı, Recai Şeyhoğlu. Deneme ağırlıklı bir kitap.
Şeyhoğlu, iyi bir eğitimci, kıymetli bir yazar. 'Köşe Vuruşları' Şeyhoğlu'nun hatırladığım kadarıyla 17. kitabı. Şeyhoğlu'nun yalın Türkçe'siyle, hayatından damla damla biriktirdiği somut insanlık gözlemlerine, zekasına ve derinlikli kültürüne dayanan, usta işi yazarlık serüvenini, çok önemsiyorum.
Değerli buluyorum.
Ama en az bu serüveni kadar, çok değerli bir başka serüvenin yaratıcısı olduğu için, Recai Şeyhoğlu'na çok saygı duyuyorum. Bu güzel adam, bugüne dek İzmir başta olmak üzere; Manisa, Balıkesir ve Tokat'ın köylerine, tam 35 kütüphane açtı.
ALKIŞLANACAK ÇABA
Bunu, hep en başta kendi imkanlarıyla; sonra çevresinden, dostlarından, o şehirlerin yerel dinamiklerinden, o köylerin önde gelenlerinden aldığı, çok mütevazı desteklerle başardı. Alkışlanacak çabasının karşılığında; sadece annesine evlat olabilme borcunun simgesi gördüğü bu kütüphanelere; "Rasime-Recai Şeyhoğlu Kütüphanesi" adını verdi.
Köy çocukları, Şeyhoğlu sayesinde onlarca kitapla buluştu.
O köylerde kitaplarla kucaklaşan minicik çocuklar, ona en büyük ödül oldu. İşte bu güzel nedenle, Şeyhoğlu'nun hayatını, yaptıklarını, yazdıklarını, hep çok önemserim.
ORHAN KEMAL
Şeyhoğlu' nun yeni kitabı, bana roman ve öyküleriyle, Türk edebiyatında özgün bir yeri olan Orhan Kemal'i (1914-1970) anımsattı. Kemal'in, bu sene 100. doğum yıldönümü.
Orhan Kemal, toplumsal hayatımızın özellikle değişim dönemlerini, eserlerinde yalın ve gerçekçi bir şekilde kaleme almış, insan-toplum ilişkilerini çok usta dille yansıtmıştı. Belki de bu nedenle, hiç eskimeyen bir yazarımız. Her zaman yeniden keşfedilebilen bir yazarımız.
Sevgili Recai Şeyhoğlu, kitabında yer alan "Bendeki Orhan Kemal Aşkı" başlıklı yazısında, öylesine güzel anlatmış ki bunu. Orhan Kemal'e dönüp, romanlarını yeniden okuma isteği uyandırdı bende.
Yıl 1980. Bizim sevgili Recai Şeyhoğlu, bir dağ köyünde ilkokul öğretmenliği yapmaktadır. Herkesin, herkesten korktuğu, insanların korkularını yenebilmek için evlerine kapandığı karanlık günler.
O zor günlerin kitapla ilişkisini, sevgili Şeyhoğlu "Askerin yönetime el koyduğu gün, komşumuz emekli öğretmenin 'Bu durumda sadece kitap okunur' sözünü hiç unutmayacaktım" diye aktarır. Sonunda Şeyhoğlu da, zor günlerde kitaplara dört elle sarılır.
Çocuklardan kalan zamanda, o dağ köyünde, sessiz küçücük öğretmen lojmanında, içini donduran bir kasım gecesinde, Orhan Kemal'in El Kızı'nı okumaya başlar. Çam kozalaklarını yaktığı teneke bir sobadan sızan, soğuğa borçlu yarım sıcaklıklar arasında, geceleyin Orhan Kemal okumaları devam eder. 12 Eylül askeri darbesinin güzel ülkemizde, onda ve binlerce insanda yarattığı acı sarsıntıyı; Recai Şeyhoğlu, Orhan Kemal romanlarıyla azaltır biraz olsun...
Devamı için kitabı okumak gerekli!
YENİ BİR DÜŞ
Orhan Kemal'in 100. doğum yıldönümünde, hayata geçebilecek, güzel bir düş kuruyor Şeyhoğlu. Acaba, "İzmir'de bir Orhan Kemal Kütüphanesi kurulamaz mı?" diye soruyor...
En küçük ihtimal üzerinden sürdürüyor bu yaklaşımını: "İnsanlığa hep yararlı olmayı düşünmüş Orhan Kemal adına, köyün birinde açacağımız bir kütüphane ile ona olan borcumuzu hep birlikte ödemeye ne dersiniz?" Bu işe Recai Şeyhoğlu öncülük yaparsa, zaten şimdiden olmuş bilin.
Ne dersiniz? Bir ucundan tutmak ister misiniz?