Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SÖZÜN ÖZÜ ÜNAL ERSÖZLÜ (EGE)

Siyaset notları

Siyaset kazanı kaynıyor. Özellikle CHP'de, meclis üyeleri aday listelerinin İl Seçim Kurulu'na sunulmasıyla birlikte, İzmir'deki kriz daha da büyüdü, ilk sarsıntı Çeşme'de yaşandı.
Çeşme İlçe Başkanı Halil Saatli ve yönetimi haklı olarak topluca istifa ettiler. Krizin bir benzeri ise Konak'ta yaşandı. Bu kez örnek çok dikkat çekici. Konak İlçe Başkanı Sinan Karamustafaoğlu'nun, başta oğlu Emrah Karaosmanoğlu olmak üzere, bazı akrabalarını listeye yazması, Konak'ta krizi çok derinleştirdi.
CHP kendi içinde yoğun bir tepki süreci yaşıyor. Elbette eş dost akraba üzerinden siyaset yapmak, yani kayırmacılık, Türkiye'nin bir türlü aşamadığı genel sorun.
Ama bu sorun, CHP'de bazen o kadar öne çıkan bir tablo oluşturuyor ki, son örnek bunun ifadesi, çok yazık.
Bu örnekler, aslında hakiki demokrasilerde skandal olarak görülür.
Kayırmacılık gerçek demokraside, siyasetçinin siyaset hayatını bitirir. Bizde ise yakında unutulur.
Çünkü bizde bu örnekler geçmişten kalan bir hastalık. Adam kayırmacılık, bir siyasi yozlaşma örneği olmasına rağmen, ne yazık ki ülkemizde devlet-toplum ilişkilerinde, kadim bir geleneğin parçası gibi.
Zaten bu nedenle, "eş-dost (kronizm), akrabalık (nepotizm), siyasal bağlar (partizanlık)" üzerinden yaşanan bu somut kayırmacılık, toplum nezdinde tam bir ahlaki yozlaşma olarak kabul edilmiyor. Yine İzmir'in gözde ilçesi Çeşme'ye değinelim.
Dün "Ege'de Sonsöz" adlı Haber Sitesi'nde okudum. Çeşme Belediye Başkanı Faik Tütüncüoğlu, Ege TV'de yayınlanan Güne Bakış adlı programa konuk olmuş. Aslı Eren ile Ümit Yaldız'ın sorularına yanıt veren Başkan Faik Tütüncüoğlu, CHP'de yaşanan adaylık kriziyle ilgili, haklı tepkisini dile getirmiş.
Tütüncüoğlu, yeniden aday yapılmamasına rağmen, CHP'den istifa etmeyen, aynı partide kalan isimlerden. DSP, Tütüncüoğlu'nu transfer etmek için yoğun çaba sarfetti. Ama Çeşme Belediye Başkanı, CHP'de kalmayı tercih etti.
Ayrılsa ve DSP adayı olsa, seçimde tüm partileri zorlayacak gücü de vardı aslında.
Tütüncüoğlu'nun tercihi farklı oldu. Ama ayrılanlara, samimi bir saygıyla yaklaşıyor.
Tütüncüoğlu'nun DSP'ye katılanlarla ilgili tespiti dikkat çekici.
Gazeteciler sormuş, "Gidenler haklı mı?" diye. Tütüncüoğlu bu soruyu şöyle yanıtlamış: "Elbette haklı görüyorum. DSP kardeş parti.
Sen çocuğunu kovarsan, çocuk nereye gider?
En yakın komşusuna gider. Ve yahut amcasına gider, dayısına gider.
Sen çocuğunu kovuyorsun, o da akrabasına gidiyor, yani DSP'ye... Nereye gidecek? Nereye gitsin?"
Sonuç: İzmir'de çok ilgiyle izlenmesi gereken bir siyasi yarış var.
Bu yarışta, diğer siyasi partiler dışında, özellikle "CHP, CHP'ye karşı." Bakalım ne olacak?

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA