Dikkat ederseniz, bu aralar İzmir, hem farklılığı, hem de yapılan inşaat ağırlıklı da olsa, yeni yatırımlar ile daha çok konuşulmaya başladı. Kent, bu açıdan gündemde kalmayı, önümüzdeki günlerde daha etkili sürdürecektir. Hele ki İzmir-İstanbul Otoyolu tamamlanıp, iki kent arasındaki mesafe 3.5 saate indiğinde; ilk ihalesi yapılan İzmir-Ankara hızlı tren projesi bitirildiğinde; İzmir-Ankara Otoyolu gündeme geldiğinde çok daha kolay ulaşılan bir şehir olacaktır. Bu kolay ulaşırlık Aydın üzerinden ilerleyen, Denizli'yi geçen, İzmir-Antalya arasındaki otoyol tamamlandığında; Adnan Menderes Havalimanı'nındaki milyar dolarlık yatırım bittiğinde daha da etkin olacaktır.
ETLE TIRNAK GİBİ
Önümüzdeki 6-7 yıla yayılacak, bazıları ise birazcık daha fazla sürecek bu projelerde, ulaşımın kolaylaştığı tüm bölgede, İzmir'i Ege'den bağımsız düşünmemek gerekir. Çünkü bu gelişmelerle, Ege de, merkezinde İzmir olan, bu kentin öncülük yaptığı, tüm iller arasında ciddi bir ekonomik sinerjinin geliştiği, 'kentsel havza' halini alacak.
Tüm bu gelişmeler, kendi doğallığında yürüyor. Özellikle Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı bünyesinde yapılan bu yeni yatırımlar, İzmir'in yakın geleceği açısından çok büyük önem taşıyor. Bundan sonra kentin gelişiminde standart yükseltecek adımlar, 'yerel yönetimler' tarafından çözülmesi beklenen sorunlar ve yeni yatırımlardır.
Kadıfekale'de yaşanan olumlu örnekte olduğu gibi, benzeri adımlar çoğalmalı.
EKONOMİYE KAZANDIRILMALI
Kenti bir amfitiyatro gibi kucaklayan Körfez'de denizin kullanımının daha aktifleşmesi, bakanlık ile ortak yürüyen denizin temizlenme ve kanalların açılma projesi, boydan boya Körfez'i bir gerdanlık gibi saran sahil şeridinin estetik tasarımı, kentin marinalar ile bezenmesi ve metro gibi tamamlanmayı bekleyen benzeri yatırımlar, İzmir'in değişim ve dönüşümüne büyük katkı getirecektir. Ayrıca İzmir Limanı ile ilgili sorunların çözümü; kentte gerekli uzlaşmanın sağlanarak kruvaziyer limanının, bir an önce hayata geçirilmesi, Ertuğrul Günay döneminde her iki tarafta istek olmasına rağmen, bir türlü sonuçlandırılamayan Ege Medeniyetleri Müzesi'nin yerinin saptanarak, inşasında gerçekçi ve ciddi adım atılması, İzmir'e değer katacaktır.
Neresinden baksak; saymaya kalktığımızda, İzmir'de hala diğer kentlere göre yapılacak iş sayısı, o kadar çok ki. Farklı kurumlar tarafından yürütülen, 35 projenin bir bölümünün bile kente kazandırılması, İzmir'e çok çok önemli artı değer katar... Katacaktır.
SİYASETTEN IRAK
Bu konularda tek kaygım; tramvay projesi dahil, İzmir için kurulan bütün hayallerin, mümkün olduğunca siyasi çekişmelerin kurbanı edilmeden, doğru bir çizgide yürüyebilmesi. Çünkü İzmir, eğer bu şanslarını iyi kullanırsa; EXPO 2020 düzenleyebilecek standartlara kavuşacaktır; eğer bir de EXPO hakkı kazanılırsa; kentin yükselişinin önüne geçilemeyecektir.
İzmir'in tüm farklılıklarıyla, zaten İstanbul olmaya ihtiyacı yok, olmamalı da. Tam aksine İzmir bu yönde geliştiğinde, yeni büyüyen tüm dünya şirketlerinin alternatif küresel merkezi olmaya aday bir şehirdir.
Turizmde, kültür ve sanatta, ticarette, sağlık alanında, yüksek teknolojiye dayalı sanayide, evrensel bir fuarcılık ve kongreler merkezi çizgisinde İzmir, küresel yaratıcı bir şehir olabilmenin bütün altlığını taşımaktadır. Özeldir. Yeter ki buna inanılsın ve bu bakış bir stratejik plana kavuşturulsun. Nerede bulacaksınız; hem doğa değerleri, hem çevresi, hem insan sermayesi, hem yaşam kalitesi, hem dev tarihsel ve kültürel mirası, hem dinlerin kardeşliğine asırlarca tanıklık yapan özellikleri olan bir kenti! Hem insanının, Akdenizli, sıcak, sempatik, ama bireyci duruşu ile dünyanın başka hangi noktasında; bu kadar özel, güzel bir kenti; nerede bulacaksınız! Söyler misiniz?
Olması gereken tek tutum, İzmir'in kıymetini bilebilmek ve buna uygun dayanışma içinde davranmaktır. Gerisi laf ü güzaf!