İzmir ve Ege Bölgesi'nde, son dönem ciddi bir ekonomik hareketlilik yaşanıyor. Bunun nedenleri üzerine, çok sayıda sosyolojik, ekonomik yorum yapılabilir.
Hatta konuyla ilgili, herkesin bu tablodan kendisine pay çıkardığı da vurgulanabilir.
Kanımca, isteyenin istediği payı çıkarmasının, gelişmeyi kendisine bağlamasının hiçbir sakıncası yok. Önemli ve değerli olan, hem İzmir'in, hem de Ege'nin, hak ettiği noktada olabilmesi, ekonomik anlamda daha da ilerlemesidir. Ayrıca Ege Bölgesi'nin bütününün, giderek İzmir merkezli çok önemli bir kentsel alan haline geldiği gerçeği de, tüm bölge aktörleri tarafından bu hareketli ekonomik süreçte daha iyi algılanmaktadır. Yani İzmir'in şansları ve fırsatları, aynı zamanda Ege'nin fırsatlarıdır. Tam tersi, Ege illeri ile bütünleşen İzmir için de geçerlidir.
İZMİR İÇİN FIRSATLAR BİTMEZ
İzmir'in çevresi; değeri ölçülemeyen tarihsel ve kültürel mirasın şemsiyesi altında; her anlamda yeni fırsatları barındırmayı sürdürmektedir. Somut olarak değerlendirdiğimizde; zaten Devlet Planlama Teşkilatı'nın güncel en son verilerine göre, Ege Bölgesi, Türkiye'nin tüm bölgeleri arasında gelişmişlik sıralamasında ikinciliğini sürdürüyor. İzmir ise sosyoekonomik açıdan 81 il arasında en gelişmiş üçüncü il olma özelliğini koruyor. Önümüzdeki yıllarda, bunun ikincilikle taçlanacağına da inanıyorum. Yeter ki İzmir, doğru yolda ilerlesin; yeter ki hem kamuda, hem de yerel yönetimler düzeyinde; süren yatırımlar tamamlansın; tüm eksiklikler giderilebilsin.
EKONOMİNİN SERBEST KÜRSÜSÜ
EXPO 2020 aday adaylığını sürdüren İzmir; bu hedefiyle küresel oyuncu olma arzusunu sürdürürken, kente farklı alanlarda, yeni yatırımlar da yöneliyor.
Biz Egeli Sabah ekibi olarak, hem İzmir hem de Ege'deki bu olumlu ekonomik hareketliliği, sevgili okurlarımıza daha somut yansıtabilmek için; dönem dönem İzmir'in ve Ege Bölgesi'nin yatırımcılarıyla, iş insanlarıyla bir araya geliyoruz. Onların yaptıklarını, varsa sıkıntılarını, gelecek projelerini, Ege kamuoyu ile paylaşmayı hedefliyoruz. İzmir ve Ege ekonomisini, doğru bir aynadan yansıtmayı ve sevgili okurlarımızı bilgilendirmeyi amaçladığımız bu izlenim-röportaj formatının adını 'EGENOMİ' koyduk.
EGENOMİ, 'serbest kürsü' olacak. Bizim yaptıklarını, yatırımlarını merak ettiğimiz ya da bizimle yatırımlarını, projelerini paylaşmak isteyen iş insanlarıyla görüşmeler yaparak, sonuçlarını ve bilgilerini okurlarımıza ileteceğiz. Amacımız bu alanda doğru bir ekonomi gazeteciliği hayata geçirerek; İzmir ve Ege'nin önündeki kıymetli yolun farkındalığını geliştirmek.
HAK EDİLMİŞ BİR TANIM
EGENOMİ'nin ilk konuğu, İzmir'in değerli, çalışkan, yaratıcı iş insanı Selim Gökdemir oldu. Megapol Group Yönetim Kurulu Başkanı Selim Gökdemir için; boşuna 'yaratıcı' tanımını kullanmıyorum. Bugünkü manşetimizde yer alan haber-röportajı okuduğunuzda, bunu siz de onaylayacaksınız.
Özetleyeyim: İzmir'den yola çıkıp, dünyada paranın yoğunlaştığı İsviçre'ye giderek, oranın iş dünyasını ikna edeceksiniz, ardından onlarla birlikte bir yatırım fonu ortaklığı kuracaksınız. Bu fonun hedefi, İzmir'de yapılan, hem Gökdemir'in, hem de farklı yatırımların ortaklığına soyunmak olacak. Başta en az 2 milyon euro katılım bedeli ile başlayan bu çalışmada, ortak sayısını önce 50'ye, sonra da 100'e çıkarmayı hedefleyeceksiniz. Ardından İzmir'i gördüklerinde kente hayranlık duyan İsviçreli zenginleri, özel uçakla bu kente getirerek, onları projelerinize ortak yapacaksınız. Elbette Türkiye'nin kredibilitesi, ekonomik gelişimine duyulan güven; sizi kışkırtan, bu adımları attıran temel neden olacak. Sonuçta ne olursa olsun, sermayenin geliştirilmesi, pazarlama stratejisi, dünyanın doğru kavranması, İzmir'i evrensel bir pencerede, küresel sistemde şekillendirmek açısından; bu bir yaratıcılık örneği değil mi!
İşte EGENOMİ'de sizleri bu portreler ve somut ekonomi ile buluşturacağız.
Ama öncelikle moral kazandıran görünümlerle...