Babamdan kalan eski kitaplarımı karıştırıyordum. Birden, aradan Nurullah Ataç'ın bir kitabı çıktı. Baktım, çok sevgili babam, bazı yerlerin altını çizmiş.
Bir yandan babacığımı sevgiyle, hasretle anarken; bir yandan da Nurullah Ataç'ın kitabını karıştırdım. Evet, bir zamanlar Nurullah Ataç varmış. Sıkı eleştirmen, denemeci, yazar Nurullah Ataç (1898-1957). Kışkırtan bir zekaya sahip, yaratıcı Nurullah Ataç. Muhteşem bir Türkçeci, dilde yalınlaşmanın, yenileşmenin öncüsü. "Ve" sözcüğünün kullanılmasına bile karşı olan, "en tam edebiyatçı" unvanına sahip, şairlerin çekindiği bir Nurullah Ataç.
***
Ataç'ın günümüze ulaşmış, ironisinin simgesi, çok renkli anlatıları da vardır.
Bu güzel pazar gününde, birkaç gülümseten anlatı paylaşalım. Bir eleştirisine kızan
Muhsin Ertuğrul (Türk tiyatrosunun kurucularından, yönetmen), Nurullah Ataç'a,
"Onu ilk gördüğüm yerde döveceğim" diye haber göndermiş.
Aradan bir ay geçtikten sonra Ataç, küçük bir mektupla haber göndermiş:
"Muhsin Bey, beni hangi gün dövecekseniz dövüp bu üzüntüden kurtarmanızı rica ederim."
***
Şair
Yahya Kemal, bir gün yine şair yazar
Ahmet Hamdi Tanpınar için, "O" demiş, "benim mısralarıma basıp yükselmek istiyor."
Bunu duyan Nurullah Ataç, "Ben olsam, çürük tahtaya basmam" demiş.
Yine bir ev toplantısına eli boş giden Nurullah Ataç'a, arkadaşları sormuş:
"Yahu, hiç mi alacak bir şeye rastlamadın?"
Ataç, hemen cevaplamış:
"Valla biliyorsunuz, ben sabitim... Fiyatlar değişik. Bir türlü karşılaşamıyoruz."
***
Bir sohbette şair Halit Fahri Ozansoy, "Gençliğimde verem istidadı vardı bende" deyince Ataç hemen atılmış: "O da mı istidat olarak kaldı sende!" diye... Yine Nurullah Ataç, o dönem yapılan edebiyat sohbetlerinin ünlü ev sahibi Nahit Hanım'a kendini şöyle takdim etmiş:
"Hanımefendi, şairler size en güzel şiirlerini okur ama ben, hepsinin en güzel şiirlerini okurum."
***
Nurullah Ataç, şair
Orhan Veli Kanık'ın şiirini heyecanla karşılayan bir eleştirmen. Ayrıca
Orhan Veli'nin edebiyat dünyasında tanınmasını sağlayan övücü yazılar kaleme almış.
Ama bir süre sonra Nurullah Ataç ile kendisinden genç olan Orhan Veli'nin arası açılmış. Küsmüşler.
Nurullah Ataç ironi yapmayı sevdiği için, Orhan Veli'nin kendisi için yazdığı üç mısralık tekerlemeyi herkese okur, kendisiyle dalga geçermiş. O üç mısra da şöyle:
"Nurullah Ata
Tirink Galata
Soğan salata"