Cumhuriyet tarihinin en farklı mahalli idareler seçimini geride bıraktık. Seçimler hiçbir dönem bu kadar itirazlara maruz kalmadı. Sandıkta sonuç alamayanların itiraz kozunu kullanarak neticeye gitme arzuları da boğazlarında düğümlendi. Özellikle Ankara'da tabanını canlı tutmaya çalışan CHP ve çakma adayı 'Yavaş' hemen her gün kamera karşısına çıkarak tabanı sokağa davet etti. Zaten süreç sokaktan sandığa taşınmıştı.
Sandıktan da çıkılamayınca 'geldiğimiz yere geri dönelim' denildi. Tüm 'yapıları', 'örgütü', 'derini', 'yüzeyseli', kısacası ne varsa tutunmaya çalıştıkları unsurlar Melih Gökçek karşısında 5'inci kez mağlubiyeti tattı. Bu iş sulandırıldıkça CHP'ye tepki ve nefret doğuyor.
Oyların yeniden sayımını isteyen Yavaş, seçimin yenilenmesi dahil her türlü olasılığı deniyor. Bu hafta da bu şekilde gündemde kalmayı başarır. Sonrası tarihin tozlu sayfalarında unutulup gidecektir. Ta ki bir başka seçimde gündeme gelinceye kadar… Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na 5'inci kez oturan Melih Gökçek'e şimdi kolları sıvamak düşüyor. Pardon kolları zaten sıvamıştı. Kaldığı yerden projeleri hayata geçirmeye devam etmek düşüyor.
En büyük sınavı da sırtında taşıdığı ihanet hançerini çıkartırken verecek.
Kuşkusuz bu hançer Gökçek'i seçimden daha çok yaraladı. Kırk yıl sırtında taşıdıkları onu yarı yolda değil, yüzüstü bıraktı. Bırakmakla kalmayıp diğer kaba su taşıdılar. İşte bu ihanetin, aldatılmışlığın bir faturası olmalı. Herkesin yaptığı yanına 'kar' kalmamalı. Ya da hafızaya yenik düşülüp unutulmasın. Şayet bir adisyon açılmış ise biri bu hesabı ödemeli.
Ödeme şeklini de önemsiyorum. Bir mekanda güzel yaşamın temeli 'temizlikten' geçer. Önce yaşam alanını, ardından bahçeyi güzel bir temizlemeli. Ayak bağı olanlardan kurtulmak gerekir. Süreci hep birlikte yaşayarak göreceğiz. Hadi hayırlısı bakalım… Sağlık ve mutluluk dolu bir hafta olsun…