|
 |
 |
 |
|
|
 |  |
  |
|

Muhalefetin zaafları
Türkiye'de durum giderek acayipleşiyor. 80 küsurunda Baba, kaçıncı kez olduğunu unuttuğum dönüşlerinden birini yapma çabasında. Mesut Yılmaz, elinde cigarasıyla geri dönme sinyalleri veriyor. Askerin nabzını tutarak "pozisyon almaya çalışan" demokratlar ortalıkta geziyor. Türkiye'nin iki büyük gazetesinden birinin genel yayın yönetmeni "darbe olursa nasıl pozisyon alacağını" açıklıyor. Ortalıkta gereksiz bir karmaşa. Haliyle Türkiye ekonomik olarak da, sosyal olarak da, siyasal olarak da türbülansta. Paniğin nedeni ne? AK Parti. Çünkü AK Parti hükümeti çuvallıyor. Ak Parti iktidarından memnun olmayanların sayısı giderek artıyor. Köylü mutsuz, AKP'nin en büyük destekçisi esnaf hoşnutsuz. AKP "dingildiyor" ama anket yapıyorsunuz hâlâ AK Parti önde. Hem de açık ara önde. Bir miktar oy kaybediyor ama o oylar "kararsızlara" gidiyor. Güçlenen bir muhalefet partisi yok. AKP zayıflıyor ama muhalefet de güçlenmiyor. Peki söyler misiniz bana, bu durumun suçlusu AKP mi? Elbette ki değil. AK Parti zayıflamak için elinden geleni yapıyor. Hata üzerine hata koyuyor. Buna rağmen muhalefet güçlenmiyorsa bunun suçlusu muhalefet. Hadi gelin bugün muhalefetin zaaflarını inceleyelim.
CHP
Türkiye'nin bugün içinde bulunduğu durumun en büyük sorumlusu CHP. Çünkü alternatif olamıyor. Bunun nedeni ise partinin politika üretmekten uzak, her şeyi rejim tartışmalarına bağlayan tutumu. Ve tabii partinin lideri. Deniz Baykal'ın mayası ne yazık ki, Türk seçmeni ile uyuşmuyor. Ağzıyla kuş tutsa olmayacak ki, Deniz Baykal ağzıyla kuş tutmak bir yana eliyle bile tutamıyor. CHP'nin bir değişiklik yapması, yeni ve umut veren bir lider bulması lazım. Şimdilik ortalıkta öyle bir lider yok ama ne bileyim mesela bir Kemal Derviş 10 saatlik uçuş mesafesinde duruyor. Yeni bir lider, yeni bir kadro ile "sol liberal" bir CHP bugünkü AKP'nin yegane alternatifi olur. Ama CHP de, CHP'liler de hallerinden memnunlar. Yarın Cumhurbaşkanlığı konusunda AKP ile uzlaşmaları bile sürpriz olmaz.
DYP
Mehmet Ağar çok geziyor, çok çalışıyor ama olmaz. Barajı geçebilir. Tek parti çıkmazsa belki iktidar ortağı olabilir ama Mehmet Ağar, Türkiye'de bir "sağ partiyi uçuramaz." Çünkü Mehmet Ağar'ın geçmişi, Türkiye'deki sağ parti tabanının siyaset anlayışına ters. Türkiye'de sağ partiler hep "devlete karşı" yükselmişler. Bir yanda devlet, diğer yanda halk ikileminde sağ partiler, öyle olmasalar bile hep halkın yanında gibi görünmüşler. Sağ siyaset, halkı devletin gücüne karşı korumak gibi bir pozisyon edinmiş. İşte bu pozisyonla Mehmet Ağar uyuşmuyor. Çünkü Mehmet Ağar halktan çok devleti temsil ediyor. Emniyet Müdürü, Vali, Adalet Bakanı, İçişleri Bakanı. Üstelik bunları yaparken kıyıda köşede durmamış, önde olmuş. Devlet gibi olmuş. Bu nedenle işi zor.
ANAP
ANAP'ta ölü diriltme operasyonu var. Fakat bu işi kotarmaya çalışan "aziz" seçmen gözünde pek de "aziz" değil. Erkan Mumcu'nun ANAP'tan AKP'ye, AKP'den ANAP'a geçiş manevraları kolay unutulmuyor. Bu en büyük handikapı. Söylediklerine katılanlar bile Mumcu'nun bunları yapacak adam olmadığını düşünüyorlar. Ama bunların hepsi zamanla unutulur. Hele hele Türk tipi hafızayla çok da uzun sürmez. Sevgili okurlar. Durum bu. Bu durumdan Türkiye çıkar. Daha kötü durumlardan çıktığı gibi. Sakin olmak, halkın sağduyusuna güvenmek, saçma sapan fikirleri dillendirmemek kaydıyla.
|
|
 |
|
|
|
|
|
 |
|