|
 |
 |
 |
|
|
Hiçbir şey değişmemiş!
Tatilden döndüm. Gazetelere baktım: Hiçbir şey değişmemiş. Zaten 'yapısal' bir değişim beklemiyordum. Ama 'medyanın etkisi'nden 'kurban kesimindeki hunharlığa', aynı tartışmaların, aynı kelimelerle devam etmesi de manidar hani! Çare yok: Madem bu toplumda yaşıyoruz; bıraktığımız yerden devam edeceğiz!
Savaş Ay'ın dokundurmasıyla başlayayım... Onun iddiası özetle şöyle: Bazı TV programları insanları intihara sürükler ya da suça teşvik eder. Hayır etmez! Sosyolojik açıdan böyle bir neden-sonuç ilişkisi olması için kitlesel olayların meydana gelmesi gerekir. Diyelim ki bir dizinde koca, kendisini aldatan karısını öldürüyor... Programdan hemen sonra ülkenin dört bir yanında benzeri cinayetler işlenirse... Yani 'namus cinayetlerinin oranında' beklenmedik bir artış görülürse... Diğer bir deyişle istatistikler allak bullak olursa... İşte o zaman TV'deki programın toplumu etkilediğini söyleyebiliriz. Öyle bir durumda hemen tedbir alınması gerekir. Halbuki böyle bir şey olmuyor. Çünkü toplumumuzda 'namus cinayeti' diye bir anlayış zaten var. Birçok kişi (ki ezici çoğunluğu erkeklerdir) aldatıldığı zaman boşanmak yerine, eşini öldürüyor. Siz istediğiniz kadar TV programı yapın (ya da yapmayın) bu konudaki verilerde 'kayda değer' bir artış olmuyor. Namus cinayetlerini medya yaratmıyor. Bu tip cinayetler TV kanalları yaygınlaşmasından önce de işleniyordu. Eğer mafya dizileri gösteriliyor diye toplumda mafyaların oluştuğunu sanıyorsanız... Tehlike anında başını kuma gömdüğü söylenen... Yani 'görmediği şeyi yok sanan' devekuşundan farkınız kalmaz. 1960'lı, 70'li yıllarda mafya dizileri var mıydı? Yoktu! Peki mafya o zaman da var mıydı? Evet, vardı! Demek ki medya ile mafya arasında bir nedensonuç ilişkisi bulunmuyor. Yani ilki, ikincisinin yaratıcısı değil.
Tam tersi söz konusu: Toplumumuzda maalesef mafya var... İntihar var... Cinayet var... Ve daha nice olumsuz olay var... Çeşitli TV programları ve diziler bu acı gerçeklerden yola çıkılarak yapılıyor. Yani mafyanın (ya da namus cinayetinin) varlığı 'neden'; bunun medyada programa ya da habere dönüştürülmesi ise 'sonuç.'
Hatta şunun altını çizeyim: Bu tür diziler, toplumsal sorunlarımızı daha iyi kavramamıza yol açıyor. "Demek ki mafya böyle çalışıyor" diyoruz... "Demek ki mafya ile siyasetin, mafya ile bürokratın ilişkisi böyle sürüyor" diyoruz... Olay budur. Anlaşılmayan bir tarafı varsa; yine anlatırız.
|
|
 |
|
|
|
|
|
 |
|