 |  |
  |
|
Yeni hamama eski tas bulma çabası..
İnanmak kolay değil ama, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu yurtdışına çıkışta alınan 70 milyon liralık harcın kaldırılmasını kararlaştırmış. Vergi indirimleriyle birlikte başka çeşitli düzenlemeler içeren yasa tasarısı TBMM Plan Bütçe Komisyonu'nda görüşülürken, iktidar ve muhalefetin verdiği ortak önergeyle 70 milyon liralık "Yurtdışına Çıkış Harcı"nın kaldırılması Komisyon'da kabul edilmiş.. Bu yazının yazıldığı sırada, yurtdışına çıkış harcı alınmasına ne zaman son verileceği henüz belirlenmemişti. Ama nasıl olsa bu harç kalkacağına göre, "Ne zaman" sorusu fazla anlam taşımıyor artık. Acaba neden biz böyleyiz? Hep anlatılır eski kuşaklar tarafından. - Eve hediye gelen paketlerin iplerini saklardık.. Görücüye gelenler, lokum paketinin ipini kesen geline, müsrif damgası vururdu. Salondaki radyoya evdeki küçüklerin el sürmesi yasaktı. O radyo hep Ankara'ya ayarlıydı. Ayar kaçmışsa evin babası kıyamet kopartırdı. Bayatlamış yemekler, temcit pilavları atılmaz, bir sonraki yemeğe çorba olarak getirilirdi. Bu "Yurtdışına Çıkmak" da, geride kalan hayatın, fazla hoş görülmeyen müsrifliklerinden biriydi. Türk insanı ancak zorunlu hallerde yurtdışına çıkabilirdi. Bunun için de bir bankadan veya Merkez Bankası'ndan 200 dolar civarında bir döviz satın alınmalıydı. O dönemin inancına göre, ancak "Ecnebiler" turist olabilirdi. Türklerin yurtdışına çıkması "Döviz İsrafı"ydı. Buna göre uçaklar Türkiye'ye turistleri getirmeli ve buradan boş olarak geri dönmeliydiler. Havacılık şirketleri de hep boş dönmeyi göze alamadıklarından, pek fazla sefer koymazlardı Türkiye'ye. Bu dönemin bitişini Turgut Özal ilan etti. Ayrıca döviz suç unsuru olmaktan çıkarıldı, konvertibilite geldi. Beraberinde de "Turizm Hamlesi" başlatıldı. Sonuçları hepimiz biliyoruz. Ama birilerinin kafasındaki eski bilgiler hiç silinmedi. Örneğin Ecevit Hükümeti, "Sabit Kur"a geçip, Türkiye'yi yoksullaştıran "18 Şubat 2001" ekonomik krizine çanak tuttu. Kriz patlayınca da ilk akla gelen şey, yurtdışına çıkanlara harç koymak oldu. Bereket hediye paketlerinin iplerini saklama zorunluluğu da getirilmedi. Bu da olabilirdi o kafayla çünkü. Yurtdışına çıkış harcının bütçe gelirlerine yıllık katkısı, sadece 70 trilyon liraymış. Değer miydi milyonlarca insana harç ödeme eziyeti çektirmeye? Hani adam cinayet sanığı olarak hakim karşısına çıkmış. Suçunu itiraf edince hakim cinayetin nedenini sormuş. Adam "Para için öldürdüm" demiş. Hakim "Eline ne kadar geçti bu cinayet karşılığı olarak" diye sorusunu yenilemiş. Katil, "Beş lira aldım " diye cevap vermiş. Hakim rakamı duyunca öfkelenip, bağırmış: - Ne biçim insansın sen. Beş lira için adam öldürülür mü? Katil boynunu büküp cevap vermiş: - Hakim Bey, beş oradan, beş buradan geçinip gidiyoruz işte! "Vergi"yi "Harç" yapmak da biraz böyle değil mi?
|