 |  |
  |
|
Sinan Çetin ve küçük Emre
Önce çok kızdım Sinan'a. Öyle ya hem reklam yıldızı yap hem de bir bisiklet bile alma küçük Emre'ye. Sabah vakti aradım bulamadım, telesekreterine not bıraktım: - Çabuk ara yoksa bu notun sahibi en kısa sürede seni mahvedecektir. O kadar nazım geçer, çünkü bin yıllık arkadaşım dostum Sinan. Ayrıca aynı mahallede oturuyoruz, onun benden tek fazlası muhitte 70-80 kadar evi, dükkânı, değişik mekânı filan olması. Sırf bu yüzden Cihangir'in adı Sinangir olarak değişecek gibi. Sinan'ın parasıyla çene yormayı bırakırsam dönüşü muhteşem oldu telefon notuma. - Hayırdır Savaş yana döne beni arıyormuşsun. - Arıyorum valla. Bak bu çocuk manşet oldu Günaydın'a. Yüzlerle telefon var. Herkes çocuğa bisiklet almak istiyor. Sen alaydın ya. - Aaaa!.. Tüh yav. Keşke düşünseydim. Hemen alayım Savaşım. - Gerekmez artık. Hamiyetperver SABAH okurlarından 2 bisiklet gitti bile. Sen başka şeyler yap. - Dur babasıyla konuşayım neye ihtiyacı varsa temin edeyim. Az sonra yine çaldı telefonum, yine Sinan. Babasını aramış. Adam inanılmaz bir tokgözlülükle; "Sağol Sinan Abi. Bizim her şeyimiz var hamdolsun. İlle de bir şey yapmak istiyorsan bayramlık bir gömlek alır hediye edersin bizim ufaklığa." Sinan Çetin reklam yıldızı yaptığı Emre'yi, Beymen'den yaptığı alışverişle sevindirdi.
Sinan'ın gözleri dolmuş bu laf üzerine. Beymen'i aramış ve yönlendirmiş aileye. Emre'nin bu bayram damat gibi gezeceği şimdiden belli. Darısı diğer Emreler'in, ihtiyaç sahibi tüüüm çocukların başına...
|