Böyle bir kelime yok, ben uydurdum. Yüklediğim anlam, özel kelimeyi hak edecek kadar hayati çünkü... Anlatmak istediğim "fiber ağlarla ördük anayurdu her baştan" diyebilmek için fiber seferberliğidir. Zira fiber bugün, bilgi ve iletişim otoyoludur ve asla ihmale, küçük hesaba gelmez.
Bundan tam 30 yıl önce Rahmetli Turgut Özal, Servet Bilgi Paşa ile birlikte, Türkiye'nin kaderini etkileyecek "Sayısal Devrim" başarısını göstermiş, ülkemiz gezegenin en modern ilk 10'a giren iletişim şebekesi sahibi olmuştu. Bugün bilişim adına ülkede her ne var ise o zamanki seferberliğin eseridir.
Ülkelerin zenginliğini anlamak için milli gelir yanı sıra, gece uzaydan çekilmiş fotolarındaki ışık yoğunluğuna bakmak yeterlidir. Ya da o ülkenin fiber optik altyapısı, sadece o günün değil, gelecekteki zenginliğinin de işareti sayılabilir.
Türkiye, bu devrimleri ıskalamadığı içindir ki 2023 hedefleri koyabiliyor, FATİH projeleri tasarlayabiliyor, ilk 10 ülke gayreti gösterebiliyor. Fiber, tıpkı elektrik hatları, su şebekesi kadar her eve hatta her cebe gereken stratejik şeydir. Bu "şey" sayesinde bilgi her vatandaşa, belki de yakın gelecekte Anayasa'da yer alacak doğuştan edinilen "bilgiye erişim hakkı" için altyapının tanımıdır.
Gerek sayısal devrim gerek fiber seferberliğini yapmamış olmanın toplumsal maliyetini düşünemiyorum bile. Ancak bunları gerçekleştirmenin de maliyeti yüksek... 1986'da bütçenin üçte biri haberleşme ve ulaştırmaya ayrılınca, eğitime sağlığa para kalmamış, enflasyona 20 puan eklemiştik.
Fiber seferberliğinde cari açık oluşturacak eylemlerden kaçınmak gerekiyor. Bunun 2 yolu var. Birincisi, bu teknolojileri üretmek ki buna başladık. İkincisi de sektör aktörlerinin küçük hesaplardan kaçınıp bütün güçlerini, hakkaniyetle birleştirmeleridir. Nasıl ki her eve birden fazla su borusu, elektrik hattı, kanalizasyon küngü gitmiyorsa, bu fiber seferberliği "fiberberlik", aynı anlayışla yürütülmelidir.