Ne mi demek istiyorum? Baştan yazayım; İnsan Kaynakları birimleri... Eğer siz tecrübe maddesini abartıp iş vermez iseniz yeni mezunlar nasıl tecrübe kazanacak?
İş ilanlarına bakıyor musunuz? İşsizlerin cv'leriyle gömüldüğü insan kaynakları sitelerinde ve iş mülakatlarında giderek artan tuhaflıklar oluşmaya başladı. Nitelikli işsizleri mi ti'ye alıyorlar yoksa bulundukları kurumu mu sabote ediyorlar, anlayan beri gelsin...
DİL: İster son ütücü arasın ister müdür, yabancı dil şart. Hatta öyle ki İngilizce zaten dilden dahi sayılmıyor da ikincisi, üçüncüsü isteniyor. Arayana dil lazım mı? Değil. Peki, o biliyor mu? Hayır! Ama istiyor. Herkes istiyor herhalde bir bildikleri var diyerek...
DİPLOMA: eylem odaklı değil söylem odaklı bir toplum olunca, diploma talebi tavan yapıyor iş başvurularında... Lisans? Yetmez. Yüksek lisans?Hah şöyle. Varsa bir de doktora... Peki pozisyon? Diplomayla alakası dahi yok.
TEST: Okulların verdiği diplomayı talep etmesine rağmen ona çöp muamelesi yapan pek çok işletme güruhu, zekâ testi de yaptırıyor. Kime? İnsan kaynakları birimindeki kilosu ile iq'su ancak denk olana veya dışarıda bu sadistliği para karşılığı yapan çetelere...
TECRÜBE: İşte en paradoksal kısım bu... Yeni mezun yapsa yapsa ancak staj yapar ve tecrübe bununla sınırlıdır. Fakat gel gör ki yeni mezundan bunu istiyorlar. Geçen yıllardan birinde eczane duvarında şu iş ilanı vardı: "16 yaşında, tercihen bayan, eczacılık veya kimya mezunu asgari ücretli yardımcı aranıyor."
NETİCE: İyileri özenle bir kenara bırakarak diyorum ki Türkiye'de pek çok işletme, kendi insan kaynaklarının işgali altındadır. Diplomaya geçit veren beceriyi kapıdan kovan, yeni mezundan tecrübe talep edecek kadar embesillerin İK'sında konuşlandığı işletmeler... Aman dikkat batabilirsiniz...