Merkez Bankası "dostlar indirimde görsün" kabilinden faizi çeyrek puan geri çekti. Yeter mi? Asla... Şimdi ne olacak? Olacağı şu: 77 bin kişinin değirmenine 77 milyonun suyunu taşımaya devam...
Dünkü faiz açıklamasının Merkez kodlarına bakıyoruz, neredeyse bütün eleştirilere, satır aralarında cevap veren bir tutum sergilendiğini görüyoruz. Para Politikası Kurulu toplantısı sonrası açıklamaların özeti ve gizli kodları şöyle:
ENFLASYON: "İniyor ama bu inişin kalıcı olup olmadığına bakacağız bu yüzden temkinliyiz."
KODU: "Enflasyon sebep değil sonuçtur ve Türkiye'nin geleceğine güvenmiyoruz."
ÖLÇÜLÜ: "Gıda fiyatları hâlâ çok oynak, bu yüzden indirimi ölçülü tuttuk. Zaten 3 Şubat'ta da binde7 bahanesiyle düşürmemiştik."
KODU: "Önümüzdeki aylarda faiz indiriminde ölçüyü kaçırmayacak, paradan para kazananları üzmeyeceğiz."
BÜYÜME: "Yapısal reformlar ile büyüme artırılabilir."
KODU: "Bizim işimiz fiyat istikrarı, büyümeyi Hükümete bıraktık, işimiz değil."
NETİCEDE: Merkez, piyasaların kuralına uyar, piyasaya kural koymaz. Reaktiftir (nal toplar) ve dövizi çıldırtma şantajına boyun eğer, proaktif (cesur) adım atmaz. Ülke büyümemiş, umursamaz.
Hükümetten bağımsız olduğu bir kez daha ispat edilen Merkez'in hangi koalisyona bağımlı olduğu da tescillendi: Paradan para kazananlar, 77 bin kişilik finans cemaati ve küresel haydutlar...
ABD faiz artışını erteliyor, AB parasal genişliyor, dünyada faiz indirimi düzleminin son demleri ve bizim Merkez, "ölçülü inat" ile ayak diretiyor, ülkeyi de çeyrek ekmek arası büyümeye mecbur kılıyor.