Kendilerini entelektüel olarak niteleyen bazı Müslüman gençler arasında yeni trend bu; Kur'an'ı ve peygamberi sorgular görün. Hz.
Peygamber'i Kur'an'ın dışına taşımaya çabala, din hakkında kendini her sözü söyleyecek yetkinlikte gör, felsefi akımlardan ve kuramcılarından bir -ikisinin adını yazına ekle, halkı statüsü düşük sosyokültürel yapısı orta sınıf diyerek küçümse, eskiye dair bütün dini zenginlikleri bir çırpıda reddet ve de özellikle dine aykırı kesimin yazarlarından bir de iki satırcık rüşvet kabilinden övgü al. Artık senin önünde kim durabilir ki! Bir şey daha var; onu da unutmayalım, dün geldiğin yere bir de böyle dolu dolu ağır yazılar yaz.
Eskilerde de bunu yapanlar çıktı. Kur'an-ı Kerim'i nefislerine göre yorumladılar. Hz.
Peygamber'e (s.a.v.) dair her övgü onları rahatsız etti. Mezhep ulemasını küçümsediler.
Tasavvufun -İslami tevhide uygun olanı elbette- büyüklerini mülhid ilan ettiler. Halkla alay ettiler. Halkın muhabbet iklimini bozular.
Ve sonra da 'ke enlem yekûn' hiç olmamış gibi oldular. Bugün bakın; onlardan bir ses var mı?
Şimdi sosyal medyada; çoğu olan bitenin farkında olmayan, Yüce Allah'ı bilmeyen, vahyi bilmeyen, iman ve İslam nedir bilmeyen, cehaletin cesaretiyle sosyal medya hesabına kafasına uyduğuna inandığı bir ayeti bitiştirmiş. Sonra Allah'ın Peygamberinden boşalttığı mekâna kendini yerleştirmiş insanlar çoğaldı. Dini sorguluyorlar kendilerince. Anlamaya çabalasalar, hikmetini çözmeye gayret etseler elbette problem olmaz. Ama bu görüntüleriyle sorgulama devam ederken, sonucuna ermeden ömürlerinin ihtiyarlığına varıp âlem değiştirecekler.
Gençleri seviyorum. Tartışmalarını, çabalamalarını, iyi niyetlerini. Hatta esprilerini.
Edebe uygun olan çıkışlarını.
Ama dinin alanı, imanla ilgilidir, önemlidir, ciddidir ve Allah ile kul arasında cereyan eder. Buradaki doğru bir adım ölüm sonrasında mutluluk getirecek, yanlış bir sonuç ise sonsuz bir hüsran getirecektir.
Gençler! Bazı yorumcuların Kur'an'dan bahsederken örtüsü sıyrılmış cümleler kurmaları, Hz. Peygamber'e ait her edebi çiğnemeleri, Kur'an'ı akılcılığa mahkûm bir formda sunmaları sizlerin eleştirdiğiniz toplumsal bazı hatalara gösterdiğiniz tepkiyi sizinle paylaşıyor gibi görünüp sizi ibadet ve amelden uzaklaştırarak cennetin üst katlarına yerleştirme gayretlerinin doğru bir karşılığı yoktur.
"O gün zalim kimse (pişmanlıktan) ellerini ısırıp şöyle der; keşke o peygamberle birlikte bir yol tutsaydım." (Furkan, 27)
Burada peygambersiz bir yol çizenler, Hz. Peygamber'i (s.a.v.) dışlayanlar öteki hayatta O'nunla bir yol edinemeyecektir.
O gün Hz. Peygamber Kur'an'ı ve vahyi sorgulayanları Allah'a şikâyet edecektir.
"Allah'ın Resulü! Ey Rabbim benim kavmim (yakışıksız sözler söyleyerek) bu Kur'an'ı terk edilmiş halde bıraktılar. (Furkan, 30)
Gençler şunları sorgulayın:
Gençler! Elbette sorgulamanız gereken şeyler vardır. Mesela;
Kur'an'ı dilimize pelesenk edip de neden yaşayamadığımızı sorgulayalım.
Hz. Peygamber ahlakını neden genele yayamadığımızı, neden İslam âleminin geri bırakıldığını, neden İslam âleminde her gün binlerce canın yitirildiğini, neden Müslüman çocukların vücutlarının bombalarla parçalandığını sorgulayın insanların neden sahte ilahların peşinden gittiklerini, Allah'a ait olan bazı sıfatları neden diğer insanlarda vehmettiklerini sorgulayın.
Batılı oryantalistlerin neden Hz.
Peygamber'i sürekli eleştirdiklerini ve O'nu gözden düşürmeye çalıştıklarını sorgulayın.
Kendinizi sorgulayın. Ne yaptınız insanlık âlemi için ve insanınız için. Yazmaktan, twitter ve face'den başka neleri değerlendirebildiğinizi sorgulayın.
Dünya çapında hangi bilimsel -ilmi çalışmaya imza attınız. Neden ortak değerlerde bir araya gelemediğinizi, neden sürekli olarak gerginlik havasına mahkûm edildiğinizi sorgulayın.
Siz en zor ve en çetin ve en netameli konuya talip olmuşsunuz. Sizden öncekiler de bu konuda yazdılar. Edeple bakanlar kurtuldular.
Ters bakan ve mahremi yıkanlar da çekip gittiler. Şüpheniz olmasın bugün dönseler; size, diyeceklerimi diyeceklerdir.
Gençler! Sizi seviyoruz, siz geleceğimizsiniz.
Ama vahyi, Allah'ı, Peygamber'i, kutsalı sorgulayacağınıza, küçümseyici cümlelerle -güya- mahkûm edeceğinize anlamaya çalışın. Vahiy aklıyla bakın o olaylara varlığa.
Kâinata. Tabiata. Kendinize bakın.
Kendinizi teraziye koyun. Medya hesabınıza yazdığınız ayetler söz olsun diye indirilmedi.
Edeple okunsun ve gereği doğru uygulansın diye indirildi. Milyon yıllık varlık serüveninde siz, 60 bilmem 100 yıl yaşayan bir ömürsünüz.
Müthiş bir kâinatı, ucuna varamadığınız ürpertici bir varlığı aklınız müsaade ettiği kadar kabul edecek, varamadığınız yeri ise inkâr ile sorgulayacak mısınız?