Zenginliğin de ne kadar göreceli bir şey olduğunu, iki yoksulun hayallerinden bilmez miyiz? Bunlardan biri kendisi kadar yoksul arkadaşına "Zengin olursan ne yaparsın" diye sormuş. Bu soruya "Zengin olursam soğanın sadece cücüğünü yerim" diye cevap vermiş arkadaşı ve aynı soruyu ona yöneltmiş... "Peki sen zengin olursan ne yaparsın" demiş. Bu soruyu acı acı gülerek karşılamış arkadaşı,
-Bana yapacak bir şey bırakmadın ki" diye cevap vermiş.
Zengin olmak bazılarına sade statü değil abartılı bir özgüven de verir.
İlkokulda 3'üncü sınıfa kadar okumuş sonra hayata atılıp zengin olmuş bir tanıdığım vardı... Bir gün arkadaşları ile konuşurken "Okuduk okuduk da ne oldu" dediğini duymuştum.
Yıllar önce Basel'deki "Mücevher ve Saat Fuarı"nda bir kol saatini bir Arap zenginin 2.5 milyon dolar ödeyerek satın aldığına tanık olduğumda, zenginliğin ne kadar göreceli olduğunu bir kez daha düşünmüştüm.
Neden saat?
Zamanı gösteren saat, soğanın cücüğünden farksız değil mi günümüzde?
Cep telefonlarının ekranlarında da, kent meydanlarında da, televizyonlarda, otomobillerin göstergelerinde de saat var. Ayrıca bir kol ya da masa saati almak için, bir kaç lira ödemeniz yetiyor.
İşporta tezgahları bile saatlerle dolu...
Peki ama bir kol saatine insanlar hala neden servet denilecek parayı öderler?
Ünlü ve pahalı saat markalarından birinin pazarlama yetkilisi, bu soruya şu cevabı vermişti:
-Bir lokantaya altındaki Porche'u veya Ferrari'si ile gelen kişi, bunu lokantanın salonuna sokamaz ki? Lokantadaki şef ve garsonlar onun hem varlıklı, hem de harcayabilme yeteneğine sahip bir kişi olduğunu ancak kolundaki saatten anlayabilir.
Rus milyarderi olmak
Mesela bir "Rus milyarderi" de zengindir ama dünyadaki diğer milyarderlerden farklı olmak için bir İngiliz futbol kulübünü satın alması ve dünyanın en büyük yatlarına sahip olması da şarttır.
Bunun yanında dünyanın en gözde sanatçısına birkaç milyon dolar ödeyip, doğum gününde ona iki tane şarkı söyletebilir.
Ve belki sonunda o da soğanın cücüğünü arar sofrasında...
Woody Allen'e göre dünyada iyi ve kötü insanlar vardır. İyi insanlar geceleri rahat uyur, kötü insanlar ise uyanık oldukları zamanları çok keyifli yaşarlar.
Hem geceleri rahat uyuyan, hem de uyanık oldukları zamanları keyifli geçirebilen insanlardan olabilmek, gerçek zenginlik değil midir?