Her konuyu kavgaya, sertliğe, kırıcılığa dökmek konusunda üstün yeteneklere sahibiz. Örneğin hep sahip olmak için özendiğimiz ama sporcularda bile göremediğimiz uygar ve kurallara saygılı kişiliğin adı "Sportmenlik" değil midir?
Önümüzde "Yeni Türkiye" diye tanımladığımız olguya ilişkin atılması gerekli adımlar var... "Çözüm Süreci" veya "Kendi tarihimizle yüzleşmek" gibi açılımlar, bu adımlardan sadece birer örnek olabilir. Asıl büyük adım "Yeni Anayasa" ile atılacak. Bunun için de toplumun bütün kesimlerinin "Yeni Türkiye"nin çerçevesini oluşturacak asgari müştereklerde buluşmaları gerekiyor... Yani "Siyaset"in nihai hedefinde bu uzlaşmaya ulaşılması var.
Sportmence davranış
Kısacası "Yeni Türkiye"ye uzanan yolda barışı, çoğulcu demokrasiyi, temel hak ve özgürlükleri, hukukun üstünlüğünü, her alanda haklı rekabeti üst değerler olarak gören kesimlerin ve meşru siyasetin bütün mensuplarının, birbirlerine karşı sportmence davranmaları hedefe ulaşabilmemiz için şarttır.
Bu konuda belki bizim pek uygulamadığımız ama bizim için de sporun "Dürüstlük kuralları"nı oluşturan "Fair Play" konusunu bir kez daha hatırlamakta fayda var. Bir başka deyişle sporumuz gibi siyasetimiz de "Fair Play kuralları"na uyulmasının özlemi içindedir.
Eşit şartlar
"Fair Play" İngilizce'de önce şövalyelerin eşit şartlar altında dövüşmelerini ifade etmek amacıyla "Foul Play" şeklinde kullanılmış. Sonra Shakespeare bunu "Fair Play" diye yazmış. Spora da 18'inci yüzyıldan itibaren girmiş bu kavram.
Öncelikle "İyi oyun" anlamına gelmiş. Sonra "İyi oyunu ortaya koyacak ruh hali ve sporcuya yakışan davranış biçimi" diye, değerlendirilmiş. Daha sonra da "İyi oyunu temin edebilmek için, oyuna katılanların tümünün mutlak olarak yerine getirmek zorunda oldukları davranış biçimlerinin tümü" olarak tanımlanmış.
Artık "Fair Play" kurumsallaşan bir olgu. 1974'te Uluslararası Fair Play Komisyonu tarafından hazırlanan "Fair Play Deklarasyonu" tüm üye ülkeler tarafından kabul edildi. 1999'dan beri de Türkiye Futbol Federasyonu'nun "Fair Play Talimatı" var... Bu belge şöyle tanımlıyor "Fair Play"i:
Fair Play talimatı
"Futbol oyununu dürüstlük içinde oynama, rakibine sportmence davranma düşüncesinden hareketle, müsabakalara katılan kulüpler, oyuncular, hakemler, teknik yönetici, öğretici ve eğiticiler ve seyircilerin:
a- Oyun ve yarışma kurallarına riayet etmeleri,
b- Karşı takım oyuncularına, maçı yönetenlere, maçla ilgili diğer görevlilere, seyircilere, basın ve yayın temsilcilerine sportmence davranmaları ve bu konuda her türlü çabayı harcamaları,
c- Maçlara katılan herkesin, maçtan önce, maç sırasında ve maç sonrasında, maçın sonucuna ve maçı yönetenlerin verdiği kararlara saygılı davranmaları, Fair Play hareketleridir."
Görüldüğü gibi spordaki "Fair Play"de basının da, seyircilerin de sportmence davranmaları gerekiyor. Aynı durum siyaset için de geçerli olmalı değil mi?