Size Erzurum'dan yazıyorum... 2003 yılıydı. Yazdığım çocuk ve öğretmen kitaplarından iyi para kazanıyordum. Şehirde Cemaatçi olarak bilinen Ahmet Bakan isimli matbaacı benimle ilgilenmeye başladı. Bir süre sonra kitaplarımı onun matbaasında bastırmaya başlamıştım. Öteden beri kafamda İstanbul'a yerleşme fikri vardı. Sonunda Bakan beni, İstanbul'da matbaa açmaya ikna etti. O günün parasıyla 230 bin euro verdim. Bu parayla Büyük Çamlıca'da, Bakanlar Matbaacılık adıyla bir matbaa açtık. Şirketin ortağıydım, lakin Erzurum'da yaşamaya devam ediyordum. Matbaayı teslim ettiğim Bakan beni her ay bilgilendiriyor ve her konuda bir şekilde ikna ediyordu. Ki o yıllarda, 'Memet Abi' derken ağzından bal damlıyordu. Neylersiniz ki aldatıldığımı, çetenin oyununa geldiğimi, sahte ve yalana dayalı bir ortaklık sürdürdüğümüzü 2011 sonuna doğru ancak anlayabildim. Bakan benden alacağı her şeyi almış ve artık gerçek yüzünü göstermeye başlamıştı. 25 Ocak 2012'de yollarımızı ayırdık. Ben emekli öğretmenim. Öyle karışık- kuruşuk işlerden anlamam, o nedenle fazla direnemedim. Aradan 9-10 yıl geçmiş, benim koyduğum para adeta pul olmuş, şirket ise 80 kişinin çalıştığı büyük bir işletmeye dönüşmüştü. Çaresiz, ilk gün koyduğum paraya razı olmuştum. Ha bu arada; benim paramla kurulmuş olan şirket şu an borsada, 'BAKAN' rumuzuyla işlem görmektedir. Bir kuruş bile alamadan Erzurum'a geri döndüm. Bakan parayı nasıl ödeyeceğini sözleşmeye yazmıştı, lakin vadesi gelen ödemeleri yapmamaya başladı. Cemaat hiyerarşisi içinde onun abisi konumunda olan ve matbaayı sık sık ziyaret eden İbrahim Kocabıyık'a gittim. Bakan'ın sözleşme hükümlerini yerine getirmediğini söyleyip bize hakem olmasını istedim. Kocabıyık, sözleşmeyi okumaya vaktinin olmadığını söyleyerek beni başından savdı. Daha sonra, 'herkul. org' dahil, bütün Cemaat'i adeta silkeledim. Onlardan istediğim tek şey, Allah rızası için aracılık yapmalarıydı. Ne yazık ki, bütün kapılar yüzüme kapandı.
Lisan-i halleriyle sanki şöyle diyorlardı, 'Hadi oradan, çalmışsa bizim adam çalmış!' Elimdeki sözleşme ile mahkemeye gittim, ihtiyati haciz kararı aldırdık. Lakin cemaat avukatları, hâkimleri, kararı kısa süre içinde bozup, aleyhime çevirdiler.