Bir süredir haberdardım Sakalsız ve Çetesi'nin yeni bir kumpas peşinde olduğundan.
Geliyordu fısır fısır kulağıma bir şeyler yani. Ama bunlar 10 Ağustos seçimlerine çok az bir zaman kala ortalığı bulandırmak ve seçime gölge düşürmek için yayımlayacakları yeni tapeler ya da montajlı görüntüler falan değildi... Ben bundan bahsetmiyorum.
Onları yapacakları zaten Allah'ın emri. Ben başka, daha organize bir kumpastan bahsediyorum.
Resmi kanallar aracılığı ile sahneye koyacakları yeni bir senaryodan. İşte önceki gece sağlam bir haber kaynağımdan gelen haberle henüz 'flu' olan o duyumlarım netleşti.
Biliyorsunuz. 17 Aralık günü siyaseti dizayn edip, hükümeti yargı ve polis gücüyle düşürmeye kalkışan Gülen Cemaati kontrolündeki Paralel Devlet, istedikleri ve hayal ettikleri ters tepince büyük bir hüsrana uğradılar.
Yeryüzünün en sinsi, en tehlikeli örgütü oldukları faş olunca ne yapacaklarını bilemediler önce.
Geçirdikleri sarsıntı ile afalladılar, şapşallaştılar.
Ülkeyi darboğaza sokmak için çok önceden yazdıkları senaryoların ellerinde patlaması ile imamları, maşaları filan çil yavrusu gibi yurt dışına kaçıştılar. Ama sonradan yavaş yavaş kendilerine gelince yeni senaryolar üzerinde çalışmaya başladılar. Şuna emin olun; Cemaatin üst düzey imamları yerlerine atadıkları yeni kadroları okyanus ötesinden de olsa yönetmeye ve yönlendirmeye devam ediyor. Emniyet kaynaklarım kimliği ifşa olunca soluğu Pensilvanya'da alan kod adı 'Kozanlı Ömer' olan Emniyet İmamı Osman Hilmi Özdil'in geride bıraktığı ekibini aynı şekilde muhafaza etmek için İçişleri Bakanlığı'nda ve Emniyet Genel Müdürlüğü çatısı altında hala binbir türlü fırıldak çevirmeye devam ettiğini söylüyor. Bakan Efkan Ala'nın ve ekibinin Paralel Devlet'le mücadelede çok kararlı, titiz ve seri olduğunu biliyoruz. Ancak takiyye erbabı olan bu yapının insanlarının hala bakanın ve ekibinin burnunun dibine girebilecek kadar formunda olduklarını da söylemem gerekiyor.
Benzer durum yargı camiası için de geçerli.
Kozanlı Ömer gibi koşarak Sakalsız Hoca'sının yanına giden yargı imamı Ahmet Can'ın da kendisine bağlı savcı ve hakimlerle yeni bir organizasyonun peşinde olduğunu aktarıyor.
Bugünlerde Ankara'da konuşlu maklubeci iki savcı hummalı bir çalışma içerisinde. Yaptıkları bu çalışma ile niyetleri yeni bir kaos ortamı yaratmak. Bu iki savcının "Gülen Cemaati'ne yönelik kumpas" başlığı altında bir dava açma hazırlığında olduğu iddia ediliyor. Cemaate yakın kaynağım çok yakın bir zamanda bu davanın ansızın gündeme geleceğini ve eğer başarabilirse hala kendilerine bağlı polisler aracılığı ile 17 ve 25 Aralık benzeri bir operasyonla onlarca insanın bileğine kelepçe takmayı planladıklarını aktarıyor.
Başarılı olacaklarını sanmıyorum ama Sakalsız'ın maşası bu iki savcının; "Hizmete Yönelik Kumpas" başlığı altında hazırladıkları suç dosyasıyla hedeflerinin Azrail gibi gördükleri bizleri susturmak olduğunu biliyorum.
Dosyanın içeriğinde tam olarak ne var belli değil ama bugüne değin bu çeteyle ilgili yapılmış bütün haberler ve yazılan yazılar suç delili olarak kullanılacakmış. Onlara göre Cemaat çok masum bir toplulukmuş da biz canavarlaştırmışız.
Sahte delil ve belge üretip kumpas kurmuşuz.
Maklubecilerin, 'Suç Örgütü' kapsamında başlatacakları operasyonun ilk hedefinin gazetemizin de dahil olduğu Turkuvaz Medya Grubu olduğunu da burada eklemeliyim. Tabii bunlar şaşırtıcı değil. Çünkü bu medya grubu 17 Aralık'ta değil, ondan çok önce bu kirli yapının kodlarını çözmede olağanüstü bir habercilik başarısı sergilemiştir.
Ama şu bilinmeli ki Sakalsız'ın ve Çetesi'nin korkulu rüyası haline dönüşen biz, onlar gibi sinsi ve alçak yöntemleri kullanarak değil, delikanlıca dövüşmüşüzdür. Sahte delil, sahte belge üretmek falan Sakalsız ve Çetesi'nin uzmanlık alanıdır.
Bizim değil. Biz sinsilik bilmeyiz ama sinsilik onların düsturudur!
Not; HSYK maklubecilerin karargahı olmaya devam ettikçe yargı gücünü elinde bulunduran Paralel Çete'nin kirli senaryolar peşinde olması gayet normal. Ben buradan Sayın Bakan Bekir Bozdağ'a sesleniyorum; Ankara'nın göbeğinde birileri hala kumpas planları yapıyor ve Sayın Bakan emin olun HSYK'daki birilerinin de bundan haberi var!