Mücbir bazı sebeplerden dolayı verdiğim kısa aradan sonra yine döndük dükkana çok şükür... Aslında daha önemli konular var ele almam gereken biliyorum ama yine ilk duyuran ben olayım, "Eee biraz da ortalık karışsın" diye CHP ile ilgili önemli bir kulisi aktarayım istiyorum. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Ankara İl Yönetimi'nden sonra İstanbul İl Yönetimi'nde de değişikliğe gitmeye hazırlanıyormuş. Geçen hafta bol bol İstanbullu CHP'li dostlarla beraber oldum. Kiminle görüştüysem hemen hemen hepsinin İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı'dan şikayeti var. Birçoğu katıldıkları hiçbir eylemde onu göremediklerini dile getiriyor. Snob buluyorlar. Halk tipi bir siyasetçi olmadığına inanıyorlar ve dahası Kılıçdaroğlu'nu zora düşüren yerel seçim hezimetinin sorumlusu olarak görüyorlar. Tabii bu şikayetler Ankara'ya ulaşmış. İddia o ki Kılıçdaroğlu kendisine ulaşan milletvekillerinin ve yöneticilerin Salıcı ve ekibi konusunda sürekli dert yanmasından bezmiş. Ayrıca çeşitli meslek odalarını ve sendikaları ziyaretleri esnasında da CHP İstanbul İl Yönetimi'nin kendileri ile diyalog halinde olmadıklarını ifade eden yöneticilere, "Merak etmeyin. Her türlü sorununuzda sizlerin yanında olacak bir ekip ile Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde İstanbul'da revizyona gideceğim" mealinde sözler verildiği öne sürülüyor. Sanırım Kılıçdaroğlu bu yükü daha fazla taşımak istemiyor. Kendi açık desteği ile kongreyi kazanan Salıcı'yı bir yolunu bulup sırtından atmak istiyor.
Yerine getirilecek isim arayışları ise şimdiden Ankara kulislerini sallamaya başlamış. Eski İl Başkanı olması sebebiyle özel ilgi gösterdiği İstanbul'da, kongrelerde hiçbir etkisi olmayan; Genel Sekreterlik gibi pasif bir göreve getirilerek MYK'dan ötelenen Gürsel Tekin, yeni yapıda söz sahibi olabilmek için harekete geçmiş. Tekin eski Orhanlı Belediye Başkanı Cemil Ekşi'yi İl Başkanı yapabilmek için lobi faaliyetlerini yürütüyor. Genel Başkan'ı Ekşi'ye sıcak bakmasa da, Tekin'in ısrarcı çabası sonucunda nasıl bir nihayete varılacak hep birlikte göreceğiz.
Cemil Ekşi'nin seçim kampanyasını yönettiği dönemde Genel Başkan Kılıçdaroğlu'na iletilen "rahatsızlık dolu" kadın maillerinin yarısı benim gibi pek çok gazetecinin de mailbox'ındaydı. Gürsel Tekin'i çoğunlukla ultra lüx evinde ağırlayan, kanal sahibi milyarder Ekşi'nin koltuğa oturma ihtimali olduğunu söylediğim CHP'li dostların esprisi de kayda değer: "Aman aman Ekşi geleceğine Oğuz kalsın. Hiç değilse askerlerin koruyamadığı Cumhuriyet'i koruyor adamcağız!"
Bu arada Önder Sav'a yakınlığı ile bilinen ve Örgütten Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl'e de İstanbul'u görevden aldırmayı başaramıyormuş Kemal Bey. Diretiyormuş Tekin Bingöl... Maşa olarak kullanılmak istemiyormuş. Yakın çevresine "Almayacağım. Çok istiyorsa kendisi alsın" diyormuş.
Anlayacağınız CHP aynı tas, aynı hamam... Parti içi muhalefet, hizip, kavga, koltuk çekiştirme devam ediyor. Bu arada da Cumhurbaşkanlığı seçimine hazırlanmaya çalışıyorlar. Kılıçdaroğlu kafasında bir isim netleştirmemiş ama özellikle İstanbul'da muhafazakâr bir kadro kurarak Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler öncesinde İslami değerleri ön planda tutacak bir ekiple çalışmak istiyormuş. Sanırım Sakalsız ve Çetesi'nin talimatları bunlar. İddiaya göre bu Çarşamba MYK'da İstanbul meselesi masaya yatırılacakmış. İşin özü CHP'de yayın gerildiği kesin... Bakalım kimin oku hedefi altı'dan vuracak?
