İnternethaber'den Hadi Özışık'a konuşan Gülen Örgütü'nün ağır toplarından Hüseyin Gülerce demiş ki; "Cemaatimiz yanlış yaptı! Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'na savaş açmak büyük hataydı.
Siyasallaştık, CHP için kapı kapı dolaşıp oy istedik. Cemaat eski ayarlarına artık dönmeli!" Konuşmasının sonunda da eklemiş; "Başbakan'ın bundan sonra Hizmet Hareketi'ne karşı, şefkatli, merhametli ve demokrat tavırlarla sadece hukukun üstünlüğüne riayet edeceğine inanıyorum!"
Gülerce'nin bu ifadeleri aHaber'de pazartesi akşamı yayımlanan moderatörlüğünü yaptığım % 100 Siyaset'te gazeteci Nevzat Çiçek tarafından da getirildi gündeme. Baktım ciddi ciddi okuyor, Gülerce'nin mesajlarının çok önemli olduğunu ve hatta cemaatle yeniden bir barış olabileceğini ima etmeye çalışıyor. Canım partnerim...
Bir tanem... Kalbi hem temiz, hem kocaman Kezban Hatemi hocam da destek veriyor; "Çok mühimmm" diyerek. İşte o an anladım ki mesele hâlâ kavranamamış. Hâlâ birileri bunların yaptığının bir HİZMET harekâtı, dini bir Cemaat birlikteliği olduğunu sanıyor ve eski ayarlarına dönmeleri halinde bunlarla birliktelik olabileceğinin tezini tartışıyor. Anında gösterdim tepkimi ve Nevzat'tan konuyu derhal kapatmasını rica ettim. Çünkü o programın saniyeleri bile benim için çok değerli ve o saniyeleri boş konularla harcamam. Hele hele Gülerce gibi milleti ahmak sanıp, "iyi polis" numaralarına yatanlar için hiç harcamam!
Ama dün baktım ki başka ekranlarda da bu konu tartışılıyor. Meseleyi net biçimde kavradığını ve bu mücadelede kelle koltukta bir duruş sergilediğini sandığım bazı arkadaşlar bile Gülerce'nin mesajlarının doğru okunmasını savunuyor. Böyle olunca bir iki dakika kendi kendimi sorguladım. "Acaba" dedim "Ben mi yanlışım? " Düşündüm düşündüm ve sonunda gördüm ki, ben yanlış değilim! Onlar sazan kusura bakmasınlar ama ben değilim!
Hale bakınız lütfen. Cemaat ayarlarına geri dönmeliymişmiş. Başbakan da HİZMET erlerine şefkatli olmalıymış. Ne cemaati, ne ayarı kardeşim? Bir kere herkes kafasına şunu yerleştirsin! Ortada bir cemaat falan yok!
Ortada uluslararası çapta iş gören bir casusluk örgütü var! Siz bunu hâlâ anlamadınız mı?
Hizmetmiş... Hizmet erleriymiş... Evet devletin kilit noktalarını ele geçirip, sahip oldukları güçle elde ettikleri bilgi ve belgelerle devlete şantaj yapan, devletin başındakilere tehditler savuran ve ulusal politikaları tehlikeye atan o erler ordusunun ülkeyi ne hale getirdiğini gördük hep beraber. Neyin tartışmasını yapıyorsunuz hâlâ boş boş konuşup anlamıyorum? Nasıl yiyorsunuz Gülerce'nin, "biz ettik aman siz etmeyin" numaralarını? Adam ön alıyor kardeşim ön!.. Görevi onun o zaten o örgüt içinde.
Belli ki Pensilvanya'daki lideri demiş ki "Hüseyin çek bi ağlak numarası!" O da aldığı talimatı yerine getiriyor. Bilmiyor musunuz bunların her şeyi yalan, dolan, takiyye üzerine! Ayrıca Başbakan zaten her konuşmasında cemaate gönül vermiş masum insanları ayırt edip ve onlara sürekli çağrı yapmadı mı? "Gitmeyin Pensilvanya'daki o hainin peşinden" demedi mi? Dönenler döndü vaktinde o çağrılara kulak verip. Sen de döneydin ya Gülerce! Niye dönmedin? Niye 30 Mart'ı bekledin? Her zamanki "iyi polis" elbisesini giyip ortamı bir süreliğine yumuşatmak için mi? Ama söylüyorum. Lütfen not edin bir kenara! Başbakan bile dönse yolundan... Ki asla inanmıyorum böyle bir şey olacağına.
Asla! Ben dönmeyeceğim! Ben aylardır yaptığınız kahpeliklerin, alçaklıkların, hainliklerin bedelini hukuk önünde ödemeniz için sizlerden çatır çatır hesap sormaya devam edeceğim!
O nedenle boşuna kıvırma Hüseyin Gülerce! "Yok biz cemaatiz. Yok biz hizmet erleriyiz" falan diyerek terane okuma! Kaçarınız yok artık! Sen de, senin mensubu olduğun o suç örgütü de hem bu dünyada, hem de öteki dünyada er geç hesap verecek!