Başbakan'a her fırsatta, "Padişah gibisin. Diktatörsün" sözleriyle muhalefet yapan Muharrem İnce'nin seçim bölgesi Yalova'daki saltanatını duyunca aklıma atalarımızın, "Ele verir talkımı, kendi yutar salkımı" sözü geldi.
Demek ki o zamanlarda da böyle meydanları boş bulunca, "temizleyin lan evinizin önünü" diye esip gürleyen ama kendi evinin önü çöp yığını ile dolu adamlar varmış.
Mesele Yalova'da sıkışıp kaldığı için çoğunuz duymamışsınızdır eminim. Orhan Koçal diye bir şahıs var. Babası daha önceleri belediye başkanlığı yapmış. Şimdilerde de kendisi babasının yolunda yürüyüp siyaset yapmaya çalışıyor.
Ama bu niyeti engellenmeye çalışılıyor. Kim tarafından? Grup Başkan Vekili Muharrem İnce tarafından.
Neden? Çünkü Muharrem Bey'e biat eden tiplerden değil, bilakis ona muhaliflerdenmiş Koçal. Son il başkanlığı seçiminde aday olmuş. İnce önce başkaları aracılığı ile alttan alttan baskı yapmış çekilmesi yönünde. Bakmış ki direniyor. Bi de üstelik ortalık yerde konuşup duruyor basına filan... Aramış bir gece adamcağızı. Tehdit etmiş resmen; "Bir daha basına demeç verirsen atarım seni partiden" diye.
Neyse... Sonunda seçim bitmiş. İnce'nin eski ortağı Özcan Özel oturmuş koltuğa. Normalde bilirsiniz hani bizim kültürümüzde yorgan gitti mi kavga da biter.
Ancak Yalova'da böyle olmamış. İnce, Koçal'a daha önce savurduğu tehdidin hayata geçmesi için düğmeye basmış derhal. Ona yakın 5 kişinin imzaladığı dilekçeyle disiplin kuruluna sevk edilmiş Koçal. "Atın bu adamı partiden" demişler. Allah'tan disiplin kurulu başkanı Nuri İzgi sağduyulu bir adammış da ihraç istemini reddedip kınama cezası ile geçiştirmeye çalışmış meseleyi. Ancak CHP'de kınama cezası alan kişi 1 yıl süreyle seçme ve seçilme hakkını kaybeder. Malumunuz, önümüzde yerel seçim var. Koçal anlamış tabii bu defa yapılmak isteneni ve belediye başkanlığı adaylığında önünü kesmeye yönelik bu cezanın kaldırılması için genel merkeze başvurmuş. Yüksek Disiplin Kurulu hakkında ihraç edilecek ya da kınanacak herhangi somut bir veri bulamadığından kınamayı kaldırmış.
Aradım kendisini. Belli ki sütten ağzı yanmış. Yoğurdu üfleyerek yemek istiyor. Konuşmak istemedi pek. Sonra Yalova'daki diğer CHP'li dostlara ulaştım. Onlarda da aynı korku! "Aman sakın adımı yazmayın. Vallahi Muharrem İnce beni bitirir" diyor başka bir şey demiyor insanlar.
Güleyim mi ağlayayım mı bilemedim Yalova'daki bu tablo karşısında. Dua ettim sadece. Düşünsenize... Küçücük bir ilde elinde kasaturayla dolaşıp ahalinin konuşma ve siyaset özgürlüğünü engelleyen bir adam kim bilir iktidara gelse ne yapar?
Herhalde çizgi karakter He Men gibi, "Eyy ahali! Aklınızı başınıza alın. Çünkü artık güç bendeeeee!!!" filan diye naralar atıp durur meydanlarda.
Aman aman Allah korusun. Allah bize böylesini kesinlikle nasip etmesin!