Hatırlar mısınız bilmem. 6 Ekim'de İstanbul Maçka'da bulunan Küçükçiftlik Park'ta bir konser vardı. Hani şu dünyaca ünlü elektro pop grubu LMFAO mudur nedir onların konseri... Sonradan haberlerde ballandıra ballandıra anlatılmıştı grubun konserinde yaşları 13 ila 18 arasında değişen 15 bin gencin nasıl çılgınlar gibi eğlendiği falan. Şöyle bir başlık hatırlıyorum mesela; "Ergenler LMFAO ile müziğin doruklarına ulaştı." Oğlumun arkadaşının o gece başına gelenleri annesi arayıp anlatmasa ben de herkes gibi haberlerde okuduğumla kalacaktım. Yani sanacaktım ki gençler o konserde sadece müziğin ve dansın doruklarına ulaşmışlar. Oysa Küçükçiftlik'te doruğa ulaşılan sadece müzik ve dans değilmiş. Alkolün de tavanını bulmuş keratalar! Arkadaşımın ağzından aynen aktarıyorum size o gece nasıl bir kepazeliğe imza atıldığını:
"15 yaşındaki oğlumu bir taksinin içinde iki seksen uzanmış bir halde bulduğumda beynimden vurulmuşa döndüm. Aslında normalde öyle pek dışarı çıkan bir çocuk değil ama o gün tutturdu 'konsere gideceğim' diye. Sorduk, soruşturduk baktık ki etrafımızda ki herkes yolluyor çocuğunu, oğlanın bütün akranları gidiyor biz de izin verdik. Nihayetinde altı üstü konsere gidip sevdiği, hayran olduğu bir müzik grubunu izleyecekti. Aklımıza bile gelmedi konser alanında içki satışının yapılıp yapılmadığını sormak. Çünkü yasak olduğunu sanıyoruz Türkiye'de 21 yaşın altındakilere. Kendi elleriyle bıraktı babası Küçükçiftlik Parkı'na. Güya konserin bitimine yarım saat kala arayacaktı. Biz de gidip alacaktık. Saat 23'e kadar bekledik. Aramayınca biz onu aramaya başladık. Cevap vermedi. 'Duymuyor herhalde müziğin sesinden' dedik kendi kendimize ama aramaya da devam ettik bu arada. 20 dakika sonra filan bir adam açtı telefonu; 'Hanımefendi ben taksi şoförüyüm. Oğlunuz aşırı derecede sarhoş. Nereye getireyim?' dedi. Düşünebiliyor musun o anki halimizi. Dünyamız yıkıldı adeta. Taksiciye Bahçeşehir Migros'un önüne gelmesini rica ettik. Allah razı olsun o adamdan sağ salim getirdi çocuğumuzu bize. Oğlan kendinden geçmişti. Adamcağız, 'Yollamayın bu çocukları oralara. Sadece sizin oğlunuz değil, neredeyse hepsi böyleydi. Onu taksiye bindiren arkadaşları da aynı haldeydi!' dedi. Ertesi günü kendine geldiğinde anlattı neler içtiğini. Sütten yeni kurtulmuş oğlan üst üste tekila içmiş meğer! İyi ki akıl edip de bir taksiye bindirmiş arkadaşları. Devam etseydi orada kalmaya acaba başka neler bulup içecekti? Kim bilir kimler neler ikram edecekti? Bir verdiğimiz karşı geldi de oğlumuz sağ salim evine döndü. Ya dönemeseydi? Ne yapardık biz? Nerelere vururduk başımızı?"
Konserin hemen ertesi aramışlar aslında beni meseleyi gündeme taşımam için ama ulaşamamışlar. Kararlılar. O gecede yaşanan rezaletin hesabının sorulmasını istiyorlar.
Yerden göğe kadar da haklılar. Gerçekten de öyle! Ya o gece o çocuğun başına başka bir şey gelseydi? Ya uyuşturucu simsarlarının ağına düşseydi? Ya sapkın, sapık, alçak bir herifin taksisine bindirilseydi? Neler olurdu sonunda düşünebiliyor musunuz?
Allah'tan istemedi ama benim oğlan da gitmek isteseydi o gece kim bilir ben neler yaşayacaktım? Eminim durumu çok farklı olmayacaktı arkadaşının durumundan. Nihayetinde bunlar daha 15 yaşında çocuklar. Birbirlerinden, etraflarından çok rahat etkilenebiliyor ve hiç olmayacak işlere merak salabiliyorlar. Bilmiyorum daha başka maceralar yaşayan ebeveynler var mı o gece ama hakikaten ucuz atlatmış bizimkiler. Çok rahat söyleyebilirim ki İstanbul Emniyeti'nin, polisinin koruyamadığını Allah korumuş. Bu kez korumuş ama ya bundan sonra? Bundan sonra da hep onun koruyacağının garantisi var mı? Nasıl olur böyle bir kepazelik anlamıyorum!
Nasıl olur da 15 yaşındaki çocuklara içki satılmasına göz yumulur bilmiyorum! Kim sattı tekilaları o çocuklara? Hangi alçak ve namussuzlar 15'lik bebelerin cebindekinden medet umdu? Kime soracağız bunun hesabını Sayın İstanbul Emniyet Müdürüm. Söyleyin kimlerin gırtlağına çökmemiz gerekiyor?
Sizin mi, yoksa çılgın partilerin fenomeni olarak bilinen o LMFAO denilen grubun mu? Haaa? Kimin?
Not: Arkadaşımın adını buraya yazmadım zira oğlunun rencide olmasını istemedim. Ama eğer ki İstanbul Emniyet Müdürü Sayın Hüseyin Çapkın öğrenmek isterse isimleri ve telefonları bende mevcut. O gece neler yaşadıklarını anlatmaya hazırlar. Bilgilerine...