Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SEVİLAY YAZIYOR SEVİLAY YÜKSELİR

Hain kim? CHP'li Tanrıkulu mu yoksa Emre mi?

Sızıntı sitesi Wikileaks, ABD merkezli istihbarat şirketi Stratfor'un iç yazışmalarını yayınlamış. Yayınlanan e-postalar arasında Türkiye ile ilgili de birkaç şey varmış. Şirketin Türkiye analistlerinden Emre Doğru, birkaç şirket yöneticisine gönderdiği 22 Aralık 2010 tarihli e-postasında TSK'dan, TPAO'dan ve bazı bakanlıklardan, görev yaptıkları yerlerle ilgili bilgi alabildiği güçlü istihbarat bağlantıları olduğunu yazmış. Doğru'nun, bir de "Kürt haber kaynağı" olduğunu yazdığı mesajında şu ifadelerin de yer aldığı iddia edilmiş; "Bizi PKK'nın üç ateşkesi konusunda bilgilendiren ana Kürt haber kaynağım geçen hafta sonu Kurultay'da CHP'nin lider kadrosuna seçildi!"
Emre Doğru'nun, TSK, TPAO veya bahsettiği bakanlıklardaki istihbarat kaynaklarının kim olduğunu, mesajında o kişilerle ilgili fazla bilgi aktarmadığı için tahmin etmek imkânsız. Ama patronlarına, "ana Kürt haber kaynağım" diye tanıttığı ve 2010 kurultayında CHP'nin tepe kadrosuna girdiğini söylediği kişinin kim olduğunu tahmin etmek zor değil.
O kişi, Kılıçdaroğlu'nun 2010'da ikinci kez genel başkan olduktan sonra, "bu güne dek görmezden geldiğimiz Kürt meselesinin aşılması için Güneydoğu'ya açılacağız" politikasının uygulanması adına CHP'ye katılan Sezgin Tanrıkulu'ndan başkası değil.
Dün haberi okur okumaz aradım kendisini. Canı gerçekten sıkkındı. Çok üzülmüştü.
Hem, onun partideki varlığından rahatsız olan ve her daim "PKK'lı" şeklinde yaftalayan malum "Kemalist" güruhun, bu defa da mal bulmuş mağribi misali olayın üzerine atlayıp, "Bakın görün. Tanrıkulu CIA ajanıymış!" türünden spekülasyonlarına... Hem de Emre Doğru'nun durumuna.
20 yıldır tanırmış kendisini. Marmara Üniversitesi akademisyenlerinden Profesör Osman Doğru'nun oğluymuş. Aradaki bağlantıyı şöyle anlattı bana: "Babasıyla yakınlığımız eskidir. Bana 'Sezgin Amca' der! Türkiye üzerine araştırmalar yapan bir analist olduğunu biliyordum ama 'Stratfor' adlı o ABD istihbarat kuruluşunda çalıştığını bilmiyordum. Çok iyi eğitim almıştır. Akıllı ve öngörüsü müthiş bir gençtir. Şu anda TÜSİAD'ın Washington temsilcisi. Arardı beni zaman zaman ve özellikle Kürt Sorunu, PKK ile ilgili konularda danışırdı.
Ben de tıpkı sana veya basından diğer yerli veya yabancı arkadaşlara aktardığım gibi, bildiklerimi, yorumlarımı aktarırdım. Olay bundan ibarettir!" Ben de şahsen Doğru-Tanrıkulu ilişkisinin bire bir onun anlattığı biçimde olduğuna inanıyorum. Fakat Tanrıkulu'nun, Doğru'nun ortaya çıkan bu işgüzarlığını üzülerek karşılamasının da fazlaca iyi niyetli bir yaklaşım olduğunu düşünüyorum. Çünkü öyle ya da böyle, ortada korkunç bir "hainlik" var. Hem de birkaç türlü! Mesela bunlardan biri bu arkadaşın ötesini, berisini düşünmeden, itibar sahibi babasının adını, kariyerini, ilişkilerini fütursuzca kullanmış olmasıdır. Babasına yaptığı hainliktir yani. Diğeri ise, "amca, amca" dediği, kendisini seven, gençliğine, azmine değer verdiği için bilgi paylaşımı yapan insanların iyi niyetini suiistimal etmiş olmasıdır. En kötüsü ise bu ülkenin yetiştirdiği, eğittiği bir genç olmasına rağmen ülkesi ile ilgili kritik bilgileri tüm dünyada CIA'nın gölgesi olarak bilinen bir istihbarat kuruluşuna satıp, cebine dolarlar indirmiş olmasıdır.
Özetle haindir yani bu arkadaş.
Şimdi bu hainliği de kabak gibi ortaya çıktı diye de dövünmeye, üzülmeye gerek yoktur!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA