AB Bakanımız Egemen Bağış'ı ağırladık bu hafta Beyaz TV'deki "Acı Kahve"de... Çok keyifliydi program. Soykırım yasa tasarısı ana gündemimizdi ama iç siyasete dair de epeyce laf çevirdik. Söz bir ara Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün muhalefet tarafından adeta papatya falına dönüştürülen görev süresine geldi.
Oradan da AKP'nin tüzüğü meselesine...
Ve bence programın en can alıcı bölümü de ondan sonra başladı.
İlk sorum; "Tüzüğünüz gereği siz de bir dahaki dönem yani 2015'te milletvekili olamayacaksınız. Ne yapacaksınız peki?" idi.
Ama Allah yukarıda. O soruyu sorarken, aslında alacağım cevabın "ortaya karışık" bir cevap filan olacağını sanıyordum ben.
Yani Bağış'ın alışık olduğumuz o siyasi figürlerin diliyle konuşup; "Eeemm...
Efendim... Şimdi tabii... Bunları analiz etmek için henüz erken. Siyasette 24 saat bile uzun zamandır" deyip, kem küm'lü ifadeler kullanacağını tahmin ediyordum.
Ama öyle olmadı!
Sağ olsun "küt" diye daldı konuya ve evirip, çevirmeden dümdüzzzz cevapladı benim "şok" sorumu: "Tabii. Tüzüğümüz gereği bir dahaki dönem kesinlikle mecliste olamayacağım! Sadece ben değil! Sayın Başbakanımız dahil, şu andaki milletvekillerimizin yaklaşık 76'sı da olmayacak.
Çünkü mevcutların içinde 3 dönem üst üste milletvekili olanların sayısı neredeyse o kadar!"
Bi dumur oldum anlatamam.
İşte o "dumur haliyle" aslında o anda içimden geçirdiğim; "Yemeyin bizi kardeşim! Biz biliriz siz siyasetçileri.
Bugün böyle dersiniz. O gün geldiğinde de, 'Valla halk böyle istiyor. Teveccüh bu yönde! Biz halk için siyaset yapıyoruz!' filan deyip dümeni kırarsınız!" sözleri, tam olarak öyle olmasa da dökülüverdi birden ağzımdan canlı yayında.
"Bakın tüzükteki bu madde özellikle Sayın Başbakanımız tarafından yerleştirilmiştir. Her zaman, her yerde de bu maddenin arkasında durulacağını dile getirmektedir. O nedenle dümen filan kıramayız! Eğer kırmaya kalkarsak da, o zaman da sizler de gereğini yaparsınız!" dedi Egemen Bağış.
Ben daha bi "anaaaaa" falan oldum tabii.
Ve saymaya başladım: "Ne yani şimdi mevcut kabinede bulunan Binali Yıldırım, Fatma Şahin, Ali Babacan, Ertuğrul Günay, İdris Naim Şahin, Suat Kılıç gibi 3 dönemdir milletvekili olan isimler siyasetten elini ayağını çekecek mi?"
Bunun üzerine Bakan Bağış da net olarak şunu söyledi:
"Siyaset illa ki milletvekili olunca mı yapılabilen bir iş? Evet belki kimimiz tamamen kopacağız ama bazılarımız pekala yoluna devam edebilir. Ama belediye başkanı olarak, ama ilçe başkanı ama il başkanı ama kadın kolları başkanı olarak! Onu bilemiyorum ama tek bildiğim ve emin olduğum şey, aralarında benim de bulunduğum bütün bu saydığınız isimler bir dahaki dönem kesinlikle milletvekili o-la-ma-yacak!"
Yalan yok! Kendimi bildim bileli mecliste görmeye alışık olduğumuz (Mesela Deniz Baykal, Devlet Bahçeli ya da Kamer Genç gibi) tiplerin hâlâ geleceğe dair hesap kitap yaptıkları bir dönemde, cidden AKP'nin tüzüğünün gereği bunun gerçekleştirebileceğine inanmakta güçlük çekiyorum sayın okurlar.
Amaaaaa...
Eğer Başbakan Erdoğan o gün geldiğinde kendisi dahil, bütün ekibinden gerçekten partisinin tüzüğüne sadakati sağlayabilirse...
Eğer böyle bir şeyin pratiğe dökülmesini başarırsa...
Valla Türk siyasi tarihi adına büyük iş yapmış olur!
Hem de çokkkk büyükkk...