YANLIŞ anlaşılmak en büyük korkumdur.
Herhangi bir yazıma severek, içtenlikle konu ettiğim bir insanın yanlış anlaşılmasına sebep olmak ise kâbusumdur!
Çok üzüldüm. Geçen pazar Türkiye'de başörtüsüyle siyaset yapmak isteyenlere rol model olması gerektiğine inandığım Brüksel Parlamentosu Milletvekili Mahinur Özdemir'i anlattığım yazım maalesef bazı kesimlerce yanlış anlaşılmış ve o yazıdan dolayı Özdemir epeyce bir eleştiri almış. Yazının başlığı, "Bir başörtülü kadın size bira ısmarlayabilir mi?" idi. Sırf bu başlıktan yola çıkıp, yazının içeriğini bile okumaya gerek duymayan bazı insanlar acımasızca eleştirmişler Özdemir'i. Nedense benim şahsi yorumlarım sanki onun yorumlarıymış gibi algılanmış bazıları tarafından. Bir kere "Alkol satan yerden su bile almam!", "Alkollü masada bir saniye bile oturmam!" şeklindeki görüşlerin başörtüsüne önyargıyı pekiştirdiğini söyleyen benim! Mahinur Özdemir değil! Ayrıca yazıma konu ettiğim, Özdemir'i rol model olarak görmelerini tavsiye ettiğim başörtülü kadınlar, evinde oturmayı tercih eden ev kadınları değil, bir şekilde sosyal hayatın içinde var olma gayreti gösteren kadınlardır. Dedim ya Mahinur Özdemir'in üzülmesine çok üzüldüm. O nedenle önceki gün kendisinin SMS ile gönderdiği mesajı aynen sizlerle paylaşıyorum:
"Yazınızın başlığı beni zor durumda bıraktı. Sanki özel olarak bir pub-birahaneye gidip size bira ısmarlamışım gibi algılanmış. Pek tabii ki ısmarlamadım ama yerel bir marka olmasından dolayı bilgilendirdim ve size önerdim. Ben işim ve yaşadığım ortam gereği yazınızda belirttiğiniz gibi pek çok ortamda bulunuyorum. Fakat inancı gereği bir kimsenin içkili bir masaya oturmamasına veya alışveriş yapmamasına da saygı duyarım. Başörtülü kadınlar ve STK'lar konusunda ise onların her platformda var olup mücadele etmelerini söylemiştim. Bunlar başörtüsünden daha da önemli bir mesele olduğu anlamına gelmiyor. Hepsinin kendi içinde ayrı bir önemi var. Yazının içeriği çok hoştu ama bazıları başlıkta takılıp kaldığı için yanlış anlaşılmış. Dostane sevgilerle..."