Dün sabah erkenden CHP'nin tanıdık simalarından biri aradı.
"Yazdıklarına katılmamak elde değil. Kemal Kılıçdaroğlu'nun listesi karman çorman. Bir yanda ulusalcılar, diğer yanda özgürlükçüler. Bir yanda halkın içindekiler. Diğer yanda ne işe yarayacağı, ne katkı sunacağı pek anlaşılmayan tipler!" dedi.
Ardından da ekledi: "Özellikle şu Erdoğan Toprak'la ilgili yazdıkların o kadar doğru ki! Bir keresinde Ankara'ya beraber uçtuk beyefendi ile. Yan yana. Girişte selamlaştık. Sohbet etmeye çalıştım yol boyunca. Öyle ya aynı partideniz. Aynı saflardayız! Adam oturduktan sonra tek bir cümle kurmadı yahu! Çevirdi kafasını öbür yana yol boyunca ağzını bıçak açmadı! Adam demokrat mı değil mi bilmiyorum ama sosyal olmadığını o yolculukta gördüm! Şimdi böyle bir tipin gerçekten ne işi var parti meclisinde? Sormak lazım bence de Kılıçdaroğlu'na. 'Kardeşim sen ne amaçla koydun bunu listene? Ne katkı sunacak partiye? Politikalarına? Sırf Zafer Mutlu istedi, rica etti diye böyle bir hata yapılır mı?' diye..." Neyse... Uzun uzun lafladık sonra CHP'nin yeni meclisine dair. Konu MYK'ya gelince atladım tabii son tüyoları öğrenmek için...
O da bildiklerini, kulislerde duyduklarını paylaştı sağ olsun.
Anladığım kadarıyla Kılıçdaroğlu yeni tüzük gereği kadroyu genişletme kararı almış. MYK'yı 19'a çıkaracakmış. Mevcutlarla yola devam etmeyi, ancak Sezgin Tanrıkulu, Faruk Loğoğlu, Faik Öztrak, Nihat Matkap isimlerini de yeni MYK'sına katmayı düşünüyormuş. Bir de duydum ki Gülsün Bilgehan'ı da istiyormuş ama onun olabilmesi için MYK'daki bir kadını çizmesi gerekiyormuş. Şöyle baktım da listeye. MYK'da topu topu 2 kadın var. Melda Onur ve Didem Engin. İkisi de çok genç ve dinamikler. Kılıçdaroğlu'na tavsiyem Bilgehan'ı illa ki kadrosuna almak istiyorsa mümkünse hemcinslerinden birinin üzerini çizmesi. Melda ve Didem'e dokunmaması. Şahsen ben ikisini de Bilgehan'a tercih ederim. Bir de Genel Sekreterlik mevzusu var. Süheyl Batum'u başka bir göreve kaydırmayı düşünüyormuş anladığım kadarıyla. İsabetli olur. Aslında keşke yeni MYK'sına hiç bulaştırmasa. Hoca bir süre sadece parti meclisinde antrenman yapsa. Onun yerine Binnaz Toprak'ı alsa mesela. Partinin yeni rotasının belirlenmesinde daha verimli olur gibi geliyor bana. Genel Sekreterlik görevinin de eskilerden, partiyi çok iyi tanıyan, örgüt deneyimli bir isme verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Mesela Mehmet Ali Özpolat. Ya da İzzet Çetin gibi.
Neyse bakalım. Ak mı kara mı yarın belli olacak.
Belki de azılı CHP takipçisi bu gariban yazarınız da bu kez çuvallayacak!
Hayırlısı...