Madem asker açığı var, o zaman neden kadınlar için de zorunlu askerlik getirilmiyor?
Kadınlar polis oluyor, subay oluyor, pilot oluyor, koruma görevlisi oluyor.
Neden asker de olmasınlar?
30-40 yaşına gelmiş, çoluk çocuk ve iş güç sahibi olmuş ve çeşitli nedenlerle askere alınmaları gecikmiş erkekler askere alınırken, bunlara oranla daha genç ve daha dinç genç kızlar, temel askerlik eğitimini neden yapmasınlar?"
Yukarıda okuduğunuz öneri bana ait değil. Bu öneriyi gündeme getiren kişi Başyazarımız Mehmet Barlas. Çok tuttum!
Tuttum ama niye yalan söyleyeyim biraz da alındım. Çünkü Sayın Barlas bir yandan benim bir kadın olarak her daim reddettiğim bu pozitif ayrımcılığın ortadan kaldırılması için şahane bir tez atıyor ortaya. Ama diğer yandan da tipik maço erkek mantalitesini hayata geçirerek kadınları sadece ve sadece patates ve soğan soyabilen yaratıklar olarak betimliyor. Diyor ki yazısının devamında; "Tamam kadınlar cepheye gidemez ama pekala paspas yapabilirler! Çamaşır, ütü, bulaşık gibi basit işlerin altından kalkabilir ve bir de generallere ve onların eşlerine orduevlerinde hizmet edebilirler!"
Yani sağ olsun askerlikte ne kadar angarya iş varsa hepsini biz kadınların boynuna atıyor. İşte bunun için gücendim kendisine.
Çünkü onun gibi entelektüel bir İstanbul Beyefendisinden bir kadın olarak bunları duymak beni üzdü.
Adım gibi eminim eşi Canan Hanım da (Barlas) çok alınmıştır kocasının bu sözlerine. Hatta birkaç okkalı söz bile etmiştir. "Hadi gidelim Mehmet cepheye. Bakalım hangimiz daha dayanıklı çıkacağız? Görelim!" demiştir belki de. Demediyse de rica ediyorum kendisinden desin bir an evvel!
Anlatsın bu memlekette nasıl kadınların da var olduğunu.
"Benim" diyen erkekten daha erkek! Daha mert ve cesur!
Cepheye çağrıldığında göğsünü gere gere, koşa koşa, aslanlar gibi görevinin başına gidebilecek!
Öyle bazı çakma erkekler gibi korkudan, "Yusuf yusuf" olmayacak... Uyduruk hastalıkları, organ yetmezliğini bahane gösterip, düzmece çürük raporuna ihtiyaç duymayacak!
Hani Erman Toroğlu'nun tarifiyle; "Şöyleee kodu mu oturtan hatunlar!" Gönderin onları cepheye de neler olduğunu bi görün!
Ayol düşman görür görmez titrer bu çılgın askerleri!
Şimdi bu cevval askerlere patates soydurmak da neyin nesi?
Bence ne yapılmalı biliyor musunuz? Patateslerin biz kadınlara değil, hani şu bütün eğlencesi Nişantaşı sokaklarında gezinip kendini ahaliye, "Ben de sizdenim. Ben de sizdenim" diye yutturmaya çalışan soğan erkekleri var ya!
İşte onlara soydurulmalı!