Kendisi de Tanzanya gezisinde olan ve günlerdir yazılıp çizilen bu rezalette şahsıma karşı başlatılan karalama kampanyasına, "Dur" demek isteyen Akşam Gazetesi Yazarı Nagehan Alçı'nın yazısı Genel Yayın Yönetmeni İsmail Küçükkaya tarafından sansürlenmiş. Gerekçesi ise "Sevilay'a sahip çıkan bir yazı istemiyorum sayfalarımda!" imiş.
Niye?
Çünkü o Sevilay, bir dönem kendisine de bel altı girişen malum çeteyle son dönemdeki garip kankalığına dair okkalı bir yazı kaleme almıştı evvelden...
Belli ki, tamamen doğruları dile getirdiğim, "Herkes iyi, bir tek sen mi kötüsün İsmail?" başlıklı makalem çok canını yakmış Küçükkaya'nın...
Dün aradı İsmail. Çok memnun oldum tabii. Ona da dedim. Onun için mahzuru yok burada da yazmamın. "Keşke bu otoriter tavrını millete sadece hakaret eden, iftira atan yazarların üzerinde de kurabilsen sevgili İsmail. Onlar üzerinde kuracağın otoriteyle hem canlarını sıkan her kişiye iftira atılmasını, hakaret edilmesini önlemiş olursun. Hem de ekonomik olarak darboğazdan geçen gazetenin kasasından kaybedilen davalar nedeniyle haybeye tazminat ödenmesinin önünü kesersin." Öyle değil mi ama?
Bu arada yürekleri kocaman ve ateş parçası bazı hemcinslerim de bu konuda inanılmaz bir duruş sergiledi. En başta gösterdiği müthiş tavır için Nagehan Alçı'ya, sonra Vatan'dan Mutlu Tönbekici ve Elif Ergu'ya, Habertürk'ten Gülin Yıldırımkaya'ya, Star'dan Elif Çakır'a, Sabah'tan Ayşe Özyılmazel'e, TV 8'den Seda Akgül'e, Haber 7 com'dan Nursel Tozkoparan'a ve çirkin bir şekilde aynı olaya adı karıştırılan Oylum Talu'ya çok teşekkür ediyorum.
Gazamız mübarek olsun kızlarrr!!!