Diyor ki bazılarınız; "Ahmet Türk'e atılan yumruk karşısında Özdil'in insanlık ayıbı tavrına dair bir şeyler yazmayacak mısın?"
Efendim... Aslında bendeniz bu zat-ı muhteremin ne halt olduğunu ve son derece kritik bir dönemden geçen ülke halkına yazılarında nasıl gaz verdiğini yani nasıl provokatörlük yaptığını aylarrr evvel kaleme almıştım zaten!
Unuttunuz galiba... Bu adam PKK'lıların Mahmur Kampı dönüşüne tepki amacıyla kaleme aldığı bir yazısında, "Sen mesela, hacı emmi! Sen değil miydin köyün şehidi için fazladan iki rekât namaz kılan... N'olacak şimdi memleketin bu hali? Ya sen üniversiteli Şebnem. Sana ders veren hocayı sabahın köründe yatağından kaldırıp, pijamayla tutukladılar, kanser oldu adam kahrından, 'Neme lazım' dedin, zahmet edip kantindeki protestoya bile katılmaya tırstın, kenardan kenardan araziye uydun. Niye endişeliymişsin gibi yapıyorsun ki şimdi? Sen memur Hüseyin. Başındaki badem bıyıklı görecek diye, bizim yazıları bile gizli gizli okuyorsun internetten, gammazlanacaksın diye yusuf yusufsun. Zaten o nedenle katılmamıştın Cumhuriyet mitinglerine... Katılsana şimdi PKK mitingine. Sana söyleyeyim, terfi bile edersin belki! Ya sen, emekli Ahmet Bey. Kahvede başının etini yedin milletin, eczaneden nasıl bedavaya ilaç aldığını anlata anlata bitiremedin, 20 tane reyin olsa, 20'sini de vereceğini söylüyordun. Nasılsın şimdi? Memleketi iki tane aspirine satmış gibi hissediyor musun kendini?" dememiş miydi bir yazısında?
Aleni bir şekilde Türkiye'nin amiral gemisi olduğu iddia edilen Hürriyet'in 3. sayfasından Demokratik Açılım'a karşı seferberlik ilan etmemiş miydi?
Ben de bunun üzerine; "Birileri, 'Yıllardır akan bu kan dursun, Türk ve Kürt halkı yeniden huzur içinde yaşamaya devam etsin' niyetiyle yola çıkıyor, adım atıyor ve o adımlar karşılık buluyor. Bu adımlardan rahatsız olan birileri ise sinsice ve de haince bu süreci baltalamaya çalışıyor.
Ve ne yazık ki bu sinsi ve pis niyetli insanların ülkeyi ne kadar büyük bir tehlikeyle karşı karşıya getirdiği birçok insan tarafından fark edilemiyor.
Alkışlanıyorlar ayakta. Methiyeler düzülüyor onlara. Ne kadar korkunç. Ne kadar ürkütücü bir durum bu" yorumunu kaleme almamış mıydım? (http://www.sabah. com.tr/Yazarlar/yukselir/2 009/10/23/provokatorlere_iki_ cift_lafim_var)
Eee şimdi tehlikeyi aylar evvel fark etmiş olan Sevilay, bu muhterem kalemin binbir çaba sarf ederek ektiklerini tek tek toplaması karşısında ne desin daha?
"Valla hocam helal olsun sana. Tebrik ederim. Didindin, çırpındın sonunda hem çaycı İsmail'e, hem de Şahin Hoca'ya o yumrukları attırdın!" mı desin?
Ne desin?
Hele siz söyleyin bana... Ne desin?
Kaldı ki denilen denilmiş. Bu memleketin demokrat ve sağduyulu bütün kalemleri yazı üzerine yazı döşenmişler, yumruk kafalı bu herife?
Salladı mı hiçbirini? Aldırış etti mi hiç? Utandı mı o insanlık ayıbı yazılarının bir tekinden?
Yooooo!!!!
Tam aksine... Ününe ün kattı... Şiştikçe şişti... Adamda ego tavan yaptı! Sanmayın ki siz bu yumruk kafalı adamın yazdıklarından dolayı sadece tepki aldığını!
Vallahi billahi yanılıyorsunuz! Çünkü o ne kadar yumruk kafalıysa, onun bin katı bidon kafalı zevat bu memleketin dört bir yanından ona alkış tutuyor!
Telefon ve telgraflarla kimlerden tebrik aldığını, muhteremin adı sonsuza değin yaşasın diye nasıl çalışmalar yapıldığını bilmiyorsunuz siz!
Yalan ya da doğru... Mesela duydum ki hemşehrilerinden bazıları İzmir'in en önemli caddelerinden birinin ona atfedilmesi için önerge hazırlıyormuş!
Edilir mi bilemem. Bildiğim tek bir şey var! O da bu ırkçı ve kafatasçı adamın kendisine gösterilen tepkilerden dolayı en ufacık bir utanç duyup, çağdışı bu düşüncelerinden asla geri adım atmadığıdır! Onunla çalışanların yalancısıyım. Diyorlar ki mesela: "Özdil hayatından çokkk memnun! Öyle bir adamdır ki o, yüzüne tükürsen, 'Berekete bak be! Yine yağmur yağdırıyor yüce Rabbim!' deyip, bildiğini okumaya son sürat devam eder!"