Şu bizim sektördeki malum çeteyi biliyorsunuz. Hani önce 3 kişiyle başlayıp, sonradan kurdukları korku imparatorluğu sayesinde medya sektöründe genişleyerek birçok gazeteye sirayet etme imkânı yakalayan meşhur kalemlerin çetesi!
Hani önce gözlerine kestirdikleri kalemi ya da yayın kuruluşunu iftira, hakaret, yalan ve dolanla korkutup, sonra da kendilerinin birer has üyesi yapmayı başarabilen çete!
Bu Ergenekonvari kafayla iş gören çetenin harbiden belalısı oldum ben!
Ne zaman ki bu çeteye dair bilgi aktardıysam bu köşeden, derhal harekete geçip, ellerinden gelen en ağır iftira, hakaret ve küfürleri ettiler bana...
Sanıyorlar ki Sevilay da diğerleri gibi bu yöntemlerle korkutulup, sindirilip, susturulacak.
Sonra da diğerlerinde olduğu gibi kendilerine biat ettirilip, çeteye dahil olacak!
Geçen hafta malum çeteye bir çağrıda bulundum. "Panik yapmayı bırakın da, kokainle gözaltına alınıp, Metris'e gönderilen kankanıza sahip çıkın! Dostluk böyle zamanlarda belli olur" dedim.
Çağrım derhal yanıt buldu! Çete elebaşı tarafından kullanılmaya son derece müsait olan kalem, aradan 10 gün geçtikten sonra nihayet çıkıp, "Ahh canım arkadaşım... Kim seni bu hallere düşürdü?" tadında bir yazı kaleme aldı.
O yazı daha sonradan çetenin resmi internet sitesinde de yayına konuldu manşetten.
Tabii bu arada sağ olsunlar, bendenize yine ağza alınmayacak hakaretleri, küfürleri, iftiraları sıralamayı da ihmal etmediler.
Alıştığım için vız geliyor, tırıs gidiyor artık.
Bir de benim asıl meselem, bu çetenin yaşanan son olaydan yola çıkıp artık insanlara iftira, hakaret ve küfür etmemeleri yönünde telkinde bulunmaktı.
Bunun için kokainle yakalanan arkadaşlarının adını bile yazmadım köşeme. Çünkü insan olanın başına her şey gelebilir. Gencecik bir insanın hayatı mahvoldu. Allah korusun, onun anası ben de olabilirdim. Özetle benim derdim, "Bu size ders olsun ve artık bırakın insanlara iftira etmeyi, hakaret ve küfretmeyi, küçümsemeyi" demekti.
Peki anladılar mı?
Hiç sanmıyorum!