Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SÜLEYMAN YAŞAR

Gerici ve tutucular 'Faiz lobisi yoktur' diyor

Dünyada 2008'de yaşanan mali krizin sorumlusunun, hiçbir kural tanımayan, riskleri vatandaşın sırtına yükleyen finans kesimi olduğu ortaya çıktı. Finans kesiminin, kârını en yükseğe çıkarabilmek ve bunun için sınırsız risk alabilmek amacıyla asimetrik enformasyon ve devletin açık ve örtük garantilerinden yararlandığını biliyoruz.
Tabii bütün bunları yaparken bürokrat ve siyasetçinin baskı altında tutulup, finans kesiminin kolladığı rantları elde etmek için lobicilere ihtiyaç duyuluyor. İşte son dönemde finans kesiminin rantlarını kollamasına hizmet edenleri işaret eden faiz lobisi kavramının bu nedenle ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Kısaca faiz lobisi kavramı yeni bir kavramdır ve rant kollayan finans kesiminin lobiciliğini yapanlara bu sıfat yakışıyor. Bu sıfatın kullanılmasında hiçbir mahzur da yok. Çünkü Nobelli iktisatçı Joseph Stiglitz, 'The Price of Inequality' kitabında finans kesiminin rant kollamak için lobiler aracılığıyla nasıl merkez bankalarına, politikacılara baskı yaptığını ve bankaların düşük gelir gruplarından yağmacı bir borçlanmayla topladıkları parayı yine düşük gelir gruplarına kredi kartları yoluyla sattığını belirtiyor. Böylece toplumsal piramitin en altından en üstüne paranın nasıl haksızca transfer edildiğini açıklıyor.
Stiglitz'in bu tespitinin nasıl doğrulandığına gelince… 2012'de Londra Bankalararası Faiz Oranları'nı (LİBOR) kendi aralarında anlaşıp vatandaşın cebinden yaklaşık 176 milyar dolar çalan bankalar yakalandı. Cezaya çarptırıldılar ayrıca dolandırıcılıktan yargılanacaklar. Türkiye'de de Rekabet Kurulu mevduat, tüketici ve kredi kartı faizlerini kendi aralarında anlaşıp belirleyen 12 bankayı yakalayıp cezalandırdı. İşte şimdi "faiz lobisi yoktur" diyenlere "peki bu yakalananların kim?" sorusunu sormak gerekiyor. Ama bu soruya cevap vereceklerine Başbakan Erdoğan'ın kullandığı bu kavramın içini boşaltıp bilgi kirliliği yaratıyorlar. Ve halkı soyan toplumun yüzde 1'ini oluşturan zenginlerin yanında yer alıp adeta onların yaptığı bu küresel soyguna destek veriyorlar. Dolayısıyla 'faiz lobisi yoktur' diyenler gerici ve tutucu bir tavır içinde oluyorlar. Fakirlerin sorunlarına sahip çıkmıyorlar.
Gelelim Başbakan Erdoğan'ın kimlerle karşı karşıya olduğuna… 'Faiz lobisi yoktur' diyenlerin yanında Erdoğan'ın karşısına çıkanların bir kısmı da sosyalleşen sağlık hizmetlerini kabul edemeyenler oluyor. Yine eğitim hizmetlerinin fırsat eşitliğini sağlayacak biçimde verilmesi eski orta sınıfı rahatsız ediyor. Fakir çocuklarının yeteneklerinin gelişmesiyle yeni orta sınıfın çıkması ve son yılda 17 milyon kişinin Türkiye'de fakirlikten orta sınıfa geçmesi, eski orta sınıfın işine gelmediği için eğitimde fakirlere destek veren, her çocuğa tablet bilgisayar dağıtan Erdoğan'a eski orta sınıf karşı çıkıyor. Yine Erdoğan'a karşı çıkan diğer bir kesim barış sürecinin başlamasıyla ölümlerin durmasından rahatsız olan silah tüccarlarının temsilcileri oluyor. Dolayısıyla Erdoğan'a karşı çıkanların kimler olduğunu kategorize ettiğimizde büyük bir kısmının gerici ve tutucu olduğunu söylemek yanlış bir tespit olmaz sanırım.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA